Topun gındıllanıp gındıllanıp kara kakılacağı zamandayız, Nuro'ya maç anlattırmak tehlikeli olabilir!
 
Nurullah Pala.
Nam-ı diğer Nuro!
Ya da 'Nepala'!
'Erzurumspor ile yatlılıp Erzurumspor ile kalkıldığı' zamanların  Kanal 25'inin maç spikeri.
Erzurumpor ile ilgili olan herkesin yakından tanıdığı bir isimdir o.
Boru değil!
En az Cemal Polat kadar tanınan bir 'zat-ı şahane'dir!
İşte bugünki yazı konum o Nuro ile ilgili. Bugün Gençlik ve Spor Hizmetleri İl Müdürlüğü'nde ''asgari ücretli danışman kadrosu!'' sayesinde evine ekmek götüren Nuro, sadece seri ve profesyonel spikerleri andıran vurgulu maç anlatmalarıyla değil, anlatımları esnasındaki ilginç terim ve cümleleriyle de tanınmış bir isimdir.
Hatta Erzurumpor şampiyonluğa oynadığı zaman bir maçı anlatırken kurduğu bir cümle de, onun Türkiye'de tanınmasını sağlamıştı.
''Top gıngıllandı, gındıllandı, kara kakıldı'' deyişi, halen daha sohbetlerde bile bahsedildiğinde insana kahkaha attıran deyiştir.
İşte o Nuro ile dün Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile Diyarbakırspor arasında oynanan maçı seyrettik. Aslında maç bahane. Belediyesporlu oyuncular 'bol bol' gol attığı dakikalarda biz de 'bol bol' eskileri yad ettik. Yanımızda bu maçı canlı yayınlayan Kardelen TV'den arkadaşımız gazeteci Onur Sağsöz de vardı. Nuro'ya takılmalarıyla ünlü Onur, bir süre çalıştığım İHA'da bizim maç resimlerini çekerdi. Bir ara Onur, ''Nuro'ya maç anlattırmak istiyoruz'' dedi. Baktım Nuro da bu işe hevesli. Yıllardır maç anlatamadığı veya artık böyle bir imkan bulamadığı için zaten mutsuz da olan Nuro, pek ses çıkartmadı. Belli ki o da çok istiyor!
Nuro'nun hem de ulusal yayın yapan bir kanalda maç anlatmasının güzel olabileceğini belirttim, ancak iklim konusunda muhalefetim oldu!
''Şimdi bu günler karlı günler. Sahada topun gındıllanıp gındıllanıp kara kakılacağı günlerdeyiz. Nuro'nun böylesi bir ortamda maç anlatması doğru olmaz. Hele bir ortalık kardan arınsın, Nuro öyle maç anlatsın!'' dedim.
Güldük.
Şakayı kaldırır, kibirden uzak, cana yakın!
Dünya tatlısıdır o.
Baktım, gülenler arasında Nuro da var!
Bir de Nuro'nun arkadaşı diye geçiniyoruz.
Birlikte sayısız maç seyretmişliğimiz, deplasman katettiğimiz, acı-tatlı hatıra yaşadığımız Nuro'nun ''ek işi''ne böylece takozu ben koymuş oldum!
AZICIK UCUNDAN!
Hazır Belediyespor'un bir maçını da izlemişken, izlenimlerimi de aktararak, bugünki 'dedikodu ve fesatlık hakkı'mı da kullanayım!
Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un Erzurumspor gibi olma, onlar gibi oynama niyetini, ben birilerinin 'Cengiz Yavilioğlu'ndan veya Fazilet Dağcı Çığlık'tan bir Bakan çıkarma gayreti' gibi görüyorum! Karşılaştığı rakibinin 6 puan ile ligin dibine demir attığını bilmeden bu maçı seyretseydim takımı ben de 'şampiyon', başkanını da gerçekten 'büyük başkan' görürdüm! Tribünlerin maç 4-0 iken kulüp Başkan Saim Özakalın'a ''Büyük Başkan'' demesine olduğu gibi onun da ayağa kalkarak karşılık vermesine, ne yalan söyleyeyim  sadece güldüm!
Bir ara maç 3-0 iken inanıyorum ki izleyenlerin çoğu ''Maç bitse de gitsek'' diyordu. En doğrusunu yönetici Ahmet Metin Karadayı yaptı. Bir bahane de bularak maçın bitmesine 15 dakika kala, stadı terketmesi, bana göre maçın da 'en olumlu hareketi'ni yaptı.
8 numaralı Cabir'i gözüm çok tuttu. Kemal da attığı 2 golle gözüme girdi! Bu maçta oyuncular Fatih Arat'ı aratmadılar ama, bu oyuncu yedek soyundurularak hocalarına kendisini yarın çok arayacakları mesajını da verdi! Seyircinin Taşkın hocaya niye taktıklarını da pek anlamış değilim. İlle birilerine takacaklarsa biraz da sezon başında bu takımı şampiyon yapacaklarına söz veren yöneticilere taksınlar!
Özetle karşı tribünde tezahüratta bulunan bir kaç kişinin bağırması da olmasa ''Yahu kim aklımıza soktu bu maçı, gidip başka bir yerde vakit geçirseydik'' diyecek durumdaydım dün.