Karıncayı bile incitme sakın evlat..!

Hayatın kitabı Kuran’da cennet, ‘Altlarından ırmaklar akan yemyeşil yerler’ diye tarif ediliyor. Su nasıl hayat ve mutluluk kaynağıysa bitki ve ormanda öyle. Kuran, sürekli yeşillikten söz eder. Bu bütünün bir ucunda bitkiler yani necm, öteki ucunda ağaçlar yani şecer vardır. Ve Kuran Rahman suresi 6. ayette, ‘’Çimen, yıldız ve ağaçlarda secde ediyorlar’’ der.

Ormanlar cayır cayır yakılıyor. Planlandığı gibi bilerek ve isteyerek. Kuran ayetlerinde sıklıkla Firavun kıssalarından bahsedilir. Sebebi, kendilerini ‘Tanrı’ yerine koyan Firavunların her devirde olduğunu anlatmak içindir. Bakara suresi 205. ayette, ‘’Yetki sahibi olduklarında önce ekinleri sonra nesilleri yok etmek için çalışırlar’’ denilir. Yani ormanların yok edilmesinin bir sebebi var.

Bakın ormanlar, su rejimini düzenler, suyu temizler, canlılara yaşam ortamı ve türlerinin devamıyla oksijen üretimi sağlar. İnsan sağlığına etki eder, Tıbbi ürünlerin yetişmesine imkân oluşturur, ekolojik dengenin devam etmesini ve yazın sıcaklığı, kışın soğukluğu azaltarak iklim dengesini sağlar. Havayı toz ve kirden temizler. Yani küresel ısınmayı engeller..!

Ya şu tarlaları temizleme adıyla anız yakma neyin nesi? Topraktaki binlerce canlı yanarken içiniz hiç mi sızlamaz? Kurumuş otlara ateş vermek nedir ey ahali? Çocuklarınıza, 'Yerdekilere merhamet etmezseniz göktekilerde size merhamet etmez' diye öğretmez misiniz?

İblislikten vazgeçip, Firavunlara, Nemrutlara inat gelin şu cennet vatanımızda, orman varlığında 30. sırada olan Erzurum’da top yekun ağaç dikme seferberliği başlatalım. Dağı taşı ‘Yemyeşil cennete’ çevirelim..! Yoksa yeryüzü halifesi olmanın bedelini cayır cayır yanarak ödeyeceğiz..!