Ben bu yazıyı yazmaya başlarken BB Erzurumspor’da teknik direktör Osman Özköylü’nün gidip gitmediği ile ilgili henüz net bir şey yoktu. Telefonla aradığımız idarecilerin çoğu ya meşguldu ya da telefona bilerek cevap vermiyordu. Boluspor maçından sonra Adanaspor deplasmanında da mağlup olunması ister istemez gözleri teknik direktöre çevirmişti. Adana maçı sonrasında sosyal medyada Özköylü ile yolların ayrıldığına dair haberler vardı ama teyide muhtaç haberlerdi bunlar. O açıdan bun yazı henüz hoca konusunda kesin bir kararın olmadığı yolunda yazılmış bir yazıdır, bilgilerinize sunarım. Hem mesele sadece teknik direktörün gidip, gitmemesi mi? Elbette hayır! 7’nci haftada görüldü ki BB Erzurumspor ligin dibine demir atmış durumda ve bir çok sorunla karşı karşıya.. Hangi ara biz böyle olduk, bilmiyorum. Görünen o ki Ali Demirhan’ın gidişi ile bir türlü TFF 1.lige çıkmanın mutluluğunu yaşayamayan mavi-beyazlı futbol camiası, bu ligde oynayıp oynamadığını bile anlayamaz oldu!
***
Bir defa şunu açıkça konuşmakta fayda var. Erzurum’a geldiği günlerin hemen ertesinde bir defa görüştüm Osman Özköylü hoca ile ve ondan sonra da bir görüşmem olmadı. Bendeki izlenimi, isimli, işine bağlı bir hoca ama Erzurum ile uyum sağlayamacağı yönündeydi. Her ne kadar turnike krizinden dolayı henüz daha kendi sahasında bir defa dahi oynamamış bir takımın hocası olsa dahi, açıkçası ben çok elektik alamadım. Sanırım BB Erzurumspor’u en iyi takip edenlerden biri bizim Nurullah Pala. O’nun da özellikle basına karşı sürekli olumsuz anlamda yaklaşımından yakınıyor olması bana iyice itici hale getirmeye başlamıştı. Hoş sülalemden kız kaçırmamış, tapulu arazime gecekondu yapmamış Özköylü. Gerçekten beğendiğim, başarıları ile genç teknik adamların önünün açılmasına da vesile olduğuna inandığım Özköylü’yü severim. Son yıllarda agresif tutumu, sürekli somurtuyor olması hiç istemediğim halde Osman Özköylü konusunda ne yalan söyleyeyim, bende negatif bir iz bıraktı. Zaten bir hocanın başarısı da günümüzde saha sonuçlarıyla orantılıdır. Üzülerek söylüyorum. Saha sonuçları da iyi olmadığına göre, bu saatten sonra Özköylü ile yola devam etmenin bombayla gezmek gibi olacağını düşünmeden edemiyorum..
***
Geçen hafta başlarında BB Erzurumspor kulüp Başkanı Dilaver Yılmaz ile yaptığım ve PUSULA ve DOĞUTÜRK’de de yayınlanan röportajda bir cümlesi sanırım dikkatli okuyucuların da dikkatinden kaçmamıştır. Son derece samimi bir adam olan ve açıklamalarında da o derece samimi gördüğüm Yılmaz, ‘’Şimdiki aklım olsa hocayı en son transfer ederim’’ demişti. Şimdi hocanın transferi ile başlayan bir süreçte sonrasında 20’ye yakın oyuncu ile el sıkışılması da BB Erzurumspor’un Osman Özköylü ile birlikte yaşadığı bir sorun olarak kalmıştır orta yerde. Her bölgede sorun yaşayan bir Erzurum takımı var, aras akıyor, göz bakıyor. Hele şu Adana maçında son dakikalarda yenilen iki gol, her şeyi anlatmaya yetiyor da artıyor bile. Adam ölür yemez o golleri. Balıkesir maçını geç, kırk yılda bir olur, o da o zaman oldu. Aynı takımla bir daha maç yap, 3-1 galipken 4-3 yenmen için çok çuval ekmek yemen lazım! Adana’da maç bitmek üzere ve 1-0 da öndesin. O şartlarda da galip gelemezsen ya ne zaman geleceksin? Yaklaşık 2 ay önce de yazmıştım, dikkatli okuyucularının gözünden kaçmamıştır sanırım. Çoğu oyuncunun transferinde birinci derecede yetkili olan, olduğunu tahmin ettiğimiz Osman Özköylü giderse o oyuncular ne olacak diye. Belli ki yine zorlu bir maç öncesinde BB Erzurumspor’da işler daha da sarpa saracak!
***
Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere acizane kulüp idarecilerine bir iki şey söyleyeyim de konuyu dağıtmadan finali yapayım. Allahaşkına özellikle hoca transferinde bir düşünüp hemen karar vermeyin, üç düşünün bir karar verin! Görüyorsunuz, nasıl yapıyorsanız siz yeri geliyor takımı lider yapan ve hatta şampiyon eden takımın hocasını bile gönderecek kadar hoyratlaşıyor, futbol dünyasını şok ediyor, şaşırtıyorsunuz. Kabul, bazen bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Siz bile çoğu zaman şaşıyorsunuz ama sizi anlıyorum. Bunun bir ortasını tutturamıyorsunuz. Bir adam çok adamdır lafı var, çok severim. Eski Valilerimizden Ahmet Altıparmak’a aitti. Öyle bir hoca getirmelisiniz ki sadece bekrauntu değil, vücut dili de iyi olsun. Caddeye çıktığında esnaf bir çay içirmek için yarışsın, takımı yenildiğinde telefonla arasın, geçmiş olsun desin. Ne bileyim, insanlar yaşadığı şehre benzer! ‘’Beyoğlu’nun en güzel abisi’’ kitabının yazarı Ahmet Ümit’in lafıdır bu da. Şehire benzesin, bize benzesin. Görünen o ki siz bugün yarın yeni bir hoca ile anlaşırsınız illa ki. Oyuncularının önünde namaz kıldıran bir hoca da olsun ama aynı zamanda da canı yanan biri olsun, candan biri olsun! Tamam biliyoruz, yönetimi istifaya çağıranlara siz gibi ben de şaşıyorum, ama ne olur, ‘Biz çıkardık, biz düşürürüz’ de demeyin! Oyuncularınızla teker teker konuşun, onları diri tutmaya çalışın. Kalsın bu takım ligde ve siz de biraz kalması için cehdedin!
NOT 1: Bu ligde geçen yıl ki o dağıtılan takım mücadele ediyor olsaydı bugün çok daha iyi bir yerdeydik diye düşünenlerdenim, yanlışım olduğunu söyleyen varsa özelden arasın lütfen!
NOT 2 : Bu yazı yayına girdikten sonra Özköylü ile yeniden yola devam kararının alındığını öğrendim, hayırlı olur inşallah..Yine kendi kontenjanlarını kullandılar, yapacak bir şey yok!