Salih Bozok bir şey söylediğinde aslında Atatürk'ün de öyle düşündüğü bilinirdi. Kasım Gülek ne derse pek tabi 'demek ki İnönü de aynını diyor' diye düşünülürdü. Tıpkı 80 sonrası Mehmet Keçecilerne diyorsa Özal, Hüsamettin Cindorukne söylüyorsa Demirel, Hüsamettin Özkan ne diyorsa Ecevit, Oğuzhan Asiltürk ne diyorsa Erbakan de öyle derdi diye bildiğimiz gibi.
Bugün dahi öyle değil mi?
Mesela Fehmi Koru bir konuda fikrini ortaya koyunca aslında kankası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de öyle düşündüğünü sanmaz mıyız?
Yalçın Akdoğan bir şey diyorsa illa ki Erdoğan, Haluk Koç bir şey diyorsa Kılıçdaroğlu, Oktay Vural bir şey diyorsa Bahçeli de öyle düşünüyordur diye düşündüğümüz gibi!
***
Uzun zamandır tanıdığım Murat Kılıç, 4 yıl gibi bir süre il başkanlığı yaptıktan sonra görevden alınmıştı.
Sadece bir iki davetli olduğu tören veya toplantıda ancak kendisini görebildiğimiz Murat Kılıç, istifa etti(rildi)ğinden bu yana çok da ortalıkta yok.
Ancak, öğrendiğim kadarıyla Erzurum'da bulunduğu süre içerisinde gününün büyük bir bölümünü Ilıca yolu üzerindeki kendisine ait Pado Dondurma Fabrikası'nın da yeraldığı Arzen'de geçiriyor.
Bir lüks cafe-pastaneye dönüştürdüğü bu tesislerde gününü geçiren ve artık eskisi gibi şehir merkezindeki Arzen ve Kılıçoğlu ile Süt-İş'e de uğramayan Murat Kılıç, aktif siyasetten uzak görünüyor.
Kuşkusuz beklemediği bir şeydi İl Başkanlığı koltuğundan olmak.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı beklerken il başkanlığı koltuğundan da olan Kılıç, duyduğum ve edindiğim izlenimlere göre bir hayli moralsiz.
Yaşanan süreç onun moralini bir hayli bozmuş.
Her ne kadar siyasette böyle şeylerin var olduğunu, partisinin bir nefer gibi yine emrinde olduğunu kamuoyuna açıkladıysa bile, kendisine haksızlıklar yapıldığına inanıyor ve buna bir hayli çerlemiş görünüyor..
O demese dahi yakın çevresi öyle bir mesaj veriyor, ben şahsen öyle anlıyorum.
Mesela, onu, bir çoğuna göre bugün terketmeyen, eskisi gibi yine hiç yanından ayrılmayan vefalı arkadaşlarından Özgür Bostancı!
***
Facebook'dan da arkadaşım olan inşaat mühendisi, feshedilen Özel İdare'nin Genel Sekreter yardımcısı Özgür Bostancı, kendi sayfasında zaman zaman Murat Kılıç'ın duygularına tercüman oluyor gibi geliyor bana!
Sık sık 'dostluk' ve 'adamlık' ile ilgili özlü sözler paylaşan Özgür Bostancı, ilginçtir Erzurum'da bu son Cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Partisi'nde 30 bine yakın oy kaybını da yayınlanan bir haberi kaynak göstererek bize duyuran ilk kişiydi!
Yorumun da yeraldığı haberde 30 bin oy kaybından mevcut yeni il yönetiminin sorumlu olacağı bilgisini aktarak Bostancı, milletvekillerini de (Özellikle Recep Akdağ'ı) Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir nevi 'gevşek' çalışmakla suçluyor.
Mesela Özgür Bostancı'nın sayfasında yeralan ''Böyle giderse ilk seçimde bir milletvekilimiz eksilir' denilen ve okumamızı salık verdiği haberde şu ifadeler dikkat çekiyor:
***
''Murat Kılıç’ın partiden ayrılmasından sonra İl Başkanlığı’na getirilen Fatih Yeşilyurt’un kendisi ve kurduğu il yönetimi mi başarısız oldu, yoksa artık Erzurum’a sadece seçimden seçime gelen milletvekillerinin mi etkisi? Seçim zamanları dışında sadece Efkan Ala’yı görmeye alıştı Erzurumlu… Bakanlıktan ayrıldıktan sonra bile son iki aydır görüyoruz halkın içinde Recep Akdağ’ı. Diğer milletvekilleri ise ortalıklarda yok. Bu oy oranında ki düşüş aslında AK Parti’nin Türkiye siyasetine de ışık tutuyor. Zira Erzurum’un bir özelliği var, herkes sözleşmişçisine aynı partiye oy veriyor yıllardır. Yani kimse seçmeni yönlendiremiyor seçmen hangi siyasi partiyi başarılı buluyorsa oyunu ona veriyor. Üstelik kurulduğu günden bu yana en çok oyu hep Erzurum’dan almıştır AK Parti. Oy düşüşü araştırılıyor zira 2015’de milletvekilliği seçimleri var. En basitinden iki puan daha oy oranı düşse bu bir milletvekili kaybı demek''..
***
AK Partisi'nden 3 Karayazı, 1 Tekman Belediye Meclis üyelerinin istifa ettiği haberini de ilk olarak sayfasında aktaran Özgür Bostancı, bu haberler ile ''Murat Kılıç yok, böyle oldu' demeye getiriyor.
Aslında getirmiyor da, diyor.
Aynı Bostancı, Kılıç'ın daha önce dost dediği çoğu kişinin bugün onu terkettiklerine de işaret ederken, bu duruma da şu özlü sözlerle yer verdi: Hala anlayamadınız değil mi? Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil! Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız. (Albert Einstein) İnsanlar böyledir. Bazıları yalan olur, bazıları yılan. Çok nadirdir şu yalan dünyada adam gibi kalan. (Anonim) Herşeyi öğrendim de 3 şeyi öğrenemedim. Adam satmak, çıkarcı olmak, yalakalık yapmak. Cahilliğime verin (Arabeskradyo) Herkesle arkadaşlık yapın ama sadece erdemli kişilerle dost kalın! (anonim)
---
"mahmut akdoğan bir şey diyorsa illa ki erdoğan," cümlesindeki mahmut kim merak ettim de?... :)