Hemşehrimiz, ekranların bebek yüzlü güzel sanatçısı Vildan Atasever’in yeniden kamera karşısına geçtiği şu günlerde “Klavye Delikanlıları” Show TV’de yayına girdi.
Geçen haftayı reyting duası tekrarlarıyla geçiren dizinin ikinci bölümü bu akşam yayınlanacak.
TRT’nin “Seksenleri” nde orta halli aile babasını canlandıran ünlü oyuncu Rasim Öztekin’i de uzun saçlarıyla izlediğimiz dizinin ikinci bölümünde bakalım ne üçkâğıtçılıklara tanık olacağız?
Dizide, bir dolandırıcılık şebekesi konu ediliyor. Öyle ki bu şebeke, günümüz sanal ve dijital ortamın bilinen ve bilinmeyen pek çok hilelerini komik bir dille işleyerek yediden yetmişe insanlarımız nasıl dolandırılıyor bunları anlatıyor.
Kimine ders, kimine kurs…
Tevafuk bu ya, şu günlerde benim telefonuma sıkça şu mesajlardan gelmeye başladı. Birkaç tanesini anında silmiştim, kalanı bir vatandaş ve gazeteci sorumluluğu ile paylaşmak istiyorum.
Aynen aktarıyorum:
“SN. YUNUS URE 5464912271 NOLU HATTINIZA AİT BORCUNUZ, İCRA TAKİBİ İÇİN HUKUK BÜROMUZA AKTARILMIŞTIR. TAKİBİ DURDURMAK İÇİN ARAYINIZ. 2123495509 “
Şerefsize bak ki, şimdi ben de yedim. Hemen bu numaralardan birini arayacağım ve kapana düşeceğim, öyle mi?
Yine nasıl bir rastlantı ise, telefonuma bir gün sonra da aynen şu uyarı geldi JANDARMA’dan…
“SİZİ ARAYARAK ÇEŞİTLİ HEDİYELER KAZANDIĞINIZI BİLDİRENLERİ ARAMAYIN, KREDİ KARTI VEYA KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ VERMEYİN. 156 JANDARMA İMDAT HATTINI ARAYIN.”
Ama tüm bu uyarılara, ihbarlara, anlatılara, yazılan ve çizilenlere rağmen ne yazık ki vatandaşımız okumuşundan okumamışına, diplomalı ya da diplomasız ev hanımından yüksek tahsillisine varana kadar bu tuzağa düşüyorlar.
Onun için yukarıdaki diziye dikkat çekerek bu haftaki yazımı dikte etmeye çalıştım.
Jandarma bölgesinde değildim ama polisten de zaman zaman bu uyarılar telefonuma geldi. Sizlerin de gelmiştir geliyordur da.
Ancak bunlar yetersiz kalıyor.
Dizide görüleceği üzere, sanal ortamda dolandırıcılık öyle farklı metodlarla geliştiriliyor ki, bir anlık dalgınlıkta bile yetiyor, dakikalar içinde hesaplar, cüzdanlar, birikimler boşaltılabiliyor.
Bunun için toplumun her kesimine önemli görevler düşüyor. Özellikle cep telefonlarında çocuklarımızı ve büyüklerimizi, çevremizdekileri sık sık uyarmalıyız, bizler de daha dikkatli olmalıyız.
Ve en önemli görev kanun yapıcılara ve uygulayıcılara düşüyor.
Çünkü öyle canlar yanıyor ki, o can yakanlar alacakları cezalar ile yeddi cedlerine tövbe etmeliler.
Hapishaneler artık kışı geçirme yeri olmaktan çıkmalı.
Bireysel de olsa, birileriyle de olsa organize suç içerisinde muamele görmeli bu tür suçlar.