KOKULAR, GÜRÜLTÜ VE VİRÜSLER

Issız bir ormanda bir çıtırtıda hemen işitme duyumuz, bir gül bahçesindeki kokuda da koku duyumuz daha uyarıcı olurlar. Bazı filozoflar koku alma duyusuna fazla önem vermezler. Aristoteles ve Kant tarafından koku alma duyumuz istenildiği değeri bulmamıştır. Koku alma algılar sıralamasında dokunmayla birlikte en alt sıralarda yer alır. Kant da bu duyguyu estetikten çıkarmıştır. Koklamayı özellikle hayvanlara özgü kılarlar.

Ancak Condillac (1715- 1780) 1746 yılında kaleme aldığı Duyumlar Üzerine İncelemeler adlı eserinde insan bilgilerinin kaynağı deneydir: “Koku alma, işitme, tatma, görme ve dokunma duyumlardır. Condillac’a göre koklama duygusu en baş duygudur. Koku almayı sadece hayvanlara özgü kılmışlarsa da bazı filozoflar yanılmışlardır.”

Dünya Sağlık Teşkilatı tanımadığımız ve ilk defa karşılaştığımız korona virüs karşısında insanlığın zor durumda olduğunu sık sık duyurmaktadır.

Albert Eınsteın’ın dediği gibi: “Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır. Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.”

Bu durumda bizlere düşen ödevlerin de olduğunu unutmayalım.

Parfümler, egzoz dumanları, temizlik malzemeleri, ilaçlar ve kimyasallar koku - tat alma sinirlerini tahrip etmektedir. Korona virüs hastalığının ilk belirtisi koku ve tat alma duyusu kaybıdır. Çünkü virüs koku ve tat alma sinirleri vasıtayla beyne ve tüm sinir sistemine yayılarak solunumu durduruyor. Eğer koku-tat sinirleri çok sağlıklıysa virüsü yok ediyor. Değilse bu gümrük kapısından içeri elini kolunu sallayarak giriyor. Koku ve tat duyuları sağlıklı üreme ve yaşama için gerekli olan radarlardır. Eğer bu yolları mahvedersek radarlarımız felç olur ve virüs zafer ilan eder. Maalesef büyük şehirleri, evrensel fizik kurallarına aykırı olarak tasarımlayarak zararlı bilgilerle insanın savunma merkezleri olan koku, tat, işitme ve tüm sinirleri çaresiz bıraktık.

Koku, tat ve işitme sinirleri, vücudu istila edecek olan zararlıları koku, tat ve sesi ile tanır. Virüslerin de kendilerine göre sesi, tadı, kokusu vardır. Ama bilincimizle fark edemeyiz. Bu sinirleri tehlikeli kokular ve insanın işitme gücünü aşan her türden gürültülerle zedeleyerek bütün tehlikelere davetiye çıkardık.

Beynin temel savunma sinirleri olan mikroglialar virüslere karşı en geçilmez gümrük kapısı gibidir. Onlar görev yapamaz hale gelirse, virüsler bu yoldan rahatça yayılır.

Yukarıda Condillac’a göre, insanda koklama duygusu en baş duyguysa koku sinirleri suni kokulardan ve temizlik maddesi olarak kullanılan suni kimyasalların buharından ciddi derecede etkilenir.

Koku sinirleri hasarlanınca, duyarlılığını yitirince şu hastalıklar kapımızı çalar:

Çağın en tehlikeli süründürücü ve masraflı hastalığı olan Alzheimer ve Parkinson.

Bağırsaklarda mikroplarla ciddi derecede savaşan sistemlerde hasar ve yetmezlik.

Annenin kokusunu örten suni kokularla çocuk anne arasındaki bağ kopmaktadır. Montaigne Bütün Denemeler adlı eserinde; 'Bir kadın hiç kokmadığından güzel kokar.” der. Anneler buna dikkat etmelidirler. Hayvanlar yavrularıyla koku yoluyla sağlıklı ilişki kurmaktadır.

Yeni doğmuş yavruların rızk pınarı olan memelerde süt salınımında bozulma, zehir pınarına dönüşme ve kuruma. Tehlikeli düzeyde hormonal bozukluklar. Ağır zihin yıkımı. Ve depresyon.

Corona virüsü kadar tehlikeli olan bir diğer kaçınılması gerek gürültüdür. İşitme organımızın en büyük düşmanı gürültüdür. Gürültü ise savunma sistemimizi ciddi derecede bozar. Gürültü oluşturduğu titreşimlerle koku ve tat sinirlerinde, akciğerde ve sindirim sistemi yüzey savunma hücrelerinde parçalanmaya ve hasara yol açar. Bir çekiçle duvarı delerek içeri giren hırsız gibi hasarlık etkenleri de savunma hücrelerini kırarak içeri dalar.

Kendi ellerimizle ve bilgisizliğimizle kendi hayatımızı tehlikeye atmayalım. Temiz ve sesiz bir hayat en değerli bir hayattır.

(Kaynak: Eur Rev Med Pharmacol Sci. 2020 Mar;24(5):2781-2783). (Kaynak: J Clin Invest. 2018). (Kaynak: Int J Neurosci. 2020). (Kaynak: Med Hypotheses. 2019). (Kaynak: J Invest Surg. 2019). (World Neurosurg. 2017).(Kaynak: Neuroscience. 2013).(Kaynak: Nord J Psychiatry. 2019). (Kaynak: J Neurotrauma. 2002).