90 günlük yaz tatilinin ardından, 2023-2024 eğitim-öğretim sezonu hafta başında start aldı. Erzurum’da 187 bin 838 öğrenci, 11 bin 763 öğretmenle, bin 353 okulda buluşmak için okul yoluna koyuldu. Allah tüm çocuklarımızı musibetlerden korusun, zihin açıklığı versin inşallah.
Ama yollar, hiç mi hiç tekin değil..! Dünya sağlık örgütü bile şehirlerimizdeki tehlikeyi görüp, ‘Kuduz konusunda Türkiye, en riskli ülkeler arasında’ derken, bizim yerel yöneticilerimizin tehlikeyi bir türlü görememesi çok enteresan. Üstelik Erzurum’un bir Kış turizm merkezi olmasına rağmen. Erzurum’un caddeleri sokakları köpeklerle dolu. Özellikle kenar mahallelerde köpekler sürülerle dolaşıyor.
Gelişmiş ülkelerde köpeklerin başıboş kalmasına izin verilmediği gibi çocuk oyun alanları da sadece çocuklar için ayrılmış durumda. Başıboş köpek sorunuyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Avrupa’da bu problem nasıl çözüme kavuşturuldu ise, bizde aynı uygulamaları devreye koyacağız’’ demişti ama değişen bir şey olmadı.
Ne yazık ki şehrin her tarafı metruk binalarla ve bu binalarda köpeklerle dolu. 3194 sayılı İmar kanununun 39. maddesinde; ‘’Metruk yapılar, yapı sahibince 30 gün içerisinde yıkılır. Aksi halde belediye ve valilik tarafından masrafın yüzde 20’den fazlası yapı sahibinden tahsil edilerek yıkılır’’ denilir. Ama bu kanun uygulanmaz nedense Erzurum’da. (Detaylar; ‘Belaya hay hay, gidene bay bay’ başlıklı yazımda)
Uzatmayayım, 2022 yılı Ocak ayında, köpeklerle ilgili konuyu gündeme taşımış, ‘Akılın ah çekmek için değil, tedbir almak için’ olduğunu ifade etmiştim. (Detaylar; İlla ısırması mı gerekiyor? başlıklı yazımda) Hariçten gazel okuyan bir kesim, yazdıklarımı, ‘Köpek düşmanlığı’ olarak algılamıştı. Hiç mühim değil. Onlara diyorum ki; ‘’Madem çok seviyorsunuz alın bu köpekleri sizin kapıda havlasınlar’’.
Şehrimi yönetenlere de diyorum ki; Sokaklardaki tehlikeyi anlamak için illa gözyaşı mı akmalı, can mı yanmalı?