Batıda Avicenna olarak bilinen tıbbın babası İbn-i Sina der ki; öfke karaciğeri, keder akciğeri, üzüntü mideyi, stres kalp ve beyni, korku ise böbrekleri yorar. Bunlar vücutta artınca insan hasta olur. Son bir yıldır her tarafımız yoruluyor. Halen daha nereden bulaştığını dünya sağlık örgütünün (WHO) bir türlü açıklayamadığı melanet virüs yüzünden… Her neyse şimdi yeni bir korku stratejisi hazırlanıyor. Sadece propagandası için 100 milyar dolar harcanan küresel ısınma. Amaç gelişmekte olan ülkeleri durdurmak..!
Dönelim küresel ısınmaya. İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yapması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artması olayına küresel ısınma deniliyor. Ülkemiz su kaynakları her geçen gün azalıyor. Temiz sularımızda yüzde 45 oranında çekilme var. Erzurum Devlet Su İşleri (DSİ) bölge müdürü Emrah Köleoğlu ise, barajlardaki doluluk oranlarının yeterli olduğunu söyleyerek, ‘’Yurt genelinde ve bölgemizdeki barajlarda doluluk oranları anlık takip ediliyor. Yılın hangi döneminde ne kadar su olması gerekiyorsa, o kadar su mevcut. Su sorunumuz yok. Ancak su tasarruflu kullanılmalı’’ diyor.
Sözü uzatmadan anlatayım. Tüm bunlar öngörü değil, komplo teorisi hiç değil. Belgelerine herkesin ulaşabileceği, planlanmış programın tıkır tıkır işleyen safhaları. Amaç dünyayı sıfırlamak. Kovid-19 ile sosyal yaşamımızı, küresel ısınma korkusuyla da beslenme alışkanlıklarımız değiştiriliyor. Sadece şu kadarını söyleyeyim ki, artık her iki yıl da bir kapanmalar hayatın bir parçası olacak. Bir başka ayrıntı ise, gelecek yıllarda sofralarda sentetik et’e hazır olun..!
Tabi bu dalga ve dümen içinde hayatta kalmayı başarabilirsek..!