Oy kullanmak üzere ikindiye doğru çok yakın bir arkadaşımla mahallemdeki ortaokula gitmiştim. Tam da okulun giriş merdiveninde, elinde döner dürümleriyle bizimle beraber içeri girmekte olan AK Partisi'nden tanıdığım bir meclis üyesine rastladım. Lüks arabasını bahçeye parketmiş, kucakladığı onca döner dürümleriyle o da, o okula giriyordu. Merhabalaştık. Gelip giden de o esnada olmadığı için okulun giriş kapısında ayaküstü sohbete daldık. Kasıla kasıla okuldaki sandık görevlilerine dürüm getirdiğini söylüyordu. Meclis üyesi arkadaş biraz havayı seven bir arkadaş, yakından tanıyorum.
***
Özellikle dürümden bahsederken, siparişleri verdiği lokantanın ve ustasının meşhurluğundan da bahsetmeyi ihmal etmiyordu! Filan ustaya yaptırdım diyordu, üstüne basa basa.. Sonra, söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildi. Bazı MHP'li sandık görevlilerinin bir dürüm dönere 'fit' olduğunu iddia ediyordu! Dili olduğu kadar dilceği de olan bir arkadaştı! Zaten o an dönerlerin geldiği adres değil, beni en çok bu iddiası şaşırtmıştı. ''Bu dönerleri içeride MHP'li görevliler de yiyor. Onlara partilerinden gelen dürümler parmak kadarmış. Ondan yakınıyorlardı! Sadece bizimkilere değil, onlara da bu dönerlerden ikram ettim. Onlar da zaten ben hiç bir şey demeden, bizden gelen bu dönerleri de kabul ettiler. Ve akabinde kendi partili idarecilerine sitemler yağdırıken, kendileri de oylarını elbette Recep Tayyip Erdoğan'a vereceklerini söylediler. Sadece buradaki sandıklardan değil, bütün sandıklardan silme biz çıkacağız'' dedi!
***
Bunları anlatan meclis üyesini aynı döner işinde 30 Mart'ta ki seçimde de görmüştüm. O zaman da o okulun bahçesinde oy kullanmaya gittiğimde elinde döner paketleriyle ona rastlamıştım. MHP'li sandık görevlileri ile ilgili o sözleri, daha oy kullanma işlemleri bitmemişken seçimin sonucu hakkında en azından bana bir tüyo veriyordu! MHP anlaşıan seçim öncesi reklam konusunda olduğu gibi seçim günü bir dürüm konusunda da 'nıkıs' davranmış, o ortaya çıktı. Ya da benim bahsettiğim seçim bölgesinde öyle bir durum olmuş, onu anlamış oldum. Bir galibiyete gölge düşürmek değil maksadım, kısacası ben bu olayda sadece küçük bir 'dürüm'den büyük bir 'durum' çıkartıverdim!
***
Bu basit olarak da değerlendirilecek detayı anlattıktan sonra diyeceklerim özetle şudur: Erzurum'da MHP'den AK Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayına oy kaymadı. Kayan sadece bir önceki seçimde es-kaza bulunan ve Kamil Aydın ile diğer MHP'li adaylara oy kullanan yüzer-gezer seçmendi! Yani bana göre kendini öteden beri MHP'li gören seçmen yine oyunu çatı adayına verdi, burada tüm MHP'lilere suçlama yapmak yanlış. Kendini MHP'li hisseden her yurttaşın da sandığa gittiğine eminim. Çok azı vardı sanırım gitmeyen, gidemeyen! Bu da MHP teşkilatının, (CHP'lilerin aksine) bu seçimde çatı aday için gereken yeterince çalışmayı ortaya koymadığını gösteriyordu. İhsanoğlu'nun değil, bu seçimi kaybedenin MHP ve CHP olduğunu dün söylemiştim. Ama bazı arkadaşlar gibi bu iki parti liderinin istifası konusundaki o görüşlere de çok itibar etmediğimi söylemeliyim. Zira aynı CHP ve MHP liderleri İhsanoğlu değil de kimi aday gösterseler de sonuç değişmezdi. Bu iş kim ne derse desin, rüzgar işi. Yine arkaya alamadı rüzgarı, ne MHP'si, ne CHP'si! Kabul edelim, etmeyelim. Erdoğan, onca eleştiriye rağmen kabul gören bir siyasetci. Türkiye de öyle düşünüyor olmalı ki yüzde 50'nin üzerinde oy verdi, onu Cumhurbaşkanı seçti. Hayırlısı olsun diyelim, herkes için hakkından hayırlısını isteyelim.
---