Kuranı Kerim’de Allah (CC)’ın ilk emri “Oku”!
Allah’ın her emri nasıl farz ise Kuran okumak da bir farz!
Oku emrine ne kadar anlam yükler tefsir yaparsak yapalım; oku emrini kendi dilinde de yerine getirmekten sorumluyuz!
Kuranı kendi dilimizden okumaktan sorumluyuz! Bu sorumluluk okumadıkça üzerimizden kalkmaz!
Allah’a şükürler olsun; ramazan ayında da diğer aylarda da bülbül sesli hafızlarımız camilerimizde Kuran tilaveti yapmaktalar! Paslanmış gönüller elbet aydınlanmakta ve huşu ile kalplerimiz çarpmaktadır.
Kuran okumak da dinlemek de bir ibadet!
Ben Kuranı Kerimi hem indirildiği dilden okuyup, dinlemeyi hem de kendi dilimizden okumanın mutlaka gerektiğine inanıyorum.
Rabbim bize 6666 adet mesaj göndermiş!
Biz bunu okumakla mükellefiz!
Rabbim anlayabilmemiz için Kuranı kerim’i kolaylaştırdığını söylemiş. Demek ki okuduğumuzda anlayabiliriz!
Niçin okumuyoruz?
Bize Kuranı Kerim’i anlayamayacağımızı söylemişler! Bizler de anlayamayız endişesiyle okumuyoruz!
Okuyup anlayamayacağımız bir Kuran’dan sorumlu olur muyuz?
Elbet olmayız!
Bence sorumluluk almaktan ziyade kendimizden korkuyoruz!
Acaba bir yere takılır mıyız?
Bir yeri yanlış mı anlarız; yanlış anlarsak dinden mi çıkarız?
Mümin, bütün Kuran’ı okumuş mutmain olmuş kişidir.
Anlamadığımız yeri tekrar okuruz, güvendiğimiz insanlara sorarız; tekrar okuruz!
Ve Kuran’ın deyimiyle aklımızı kullanmak, düşünmek ve öğüt almak için tekrar tekrar okuruz!
Belki de sadece okuma alışkanlığımız olmadığı için okumuyoruz! Merak etmiyoruz!
O halde bazı insanlarımız okumadan, anlamadan nasıl tartışıyorlar?
Halk arasında Kuran’ı Kerim’i kendi dilinde hiç okumadan Kuran’ı tartışanlara rastlamak mümkün!
Bu nasıl bir cesaret?
Müslümanlığa gönül vermiş, tartışmaya hazır, tartışmaktan uzak, sınıfları, cemaatleri ne olursa olsun belki de toplumumuzda Kuranı Kerim’i kendi dilinde okuyan çok az sayıda insan vardır!
Okumamak tehlikeli ve yaygın bir hastalıktır!
Ramazan ayımızın mübarek olmasını Rabbimden diliyorum!