Hassas zeminde, zamanda ve lafın art niyetli bölücülere paye edilebileceği bir kritik dönemeçte ;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kürdistan, Lazistan mebuslarını Ankara’ya 1. Meclis’e davet ettiğini kaynak göstererek ve P-kaka’ ya bölücülerin “kaka” ile özdeşleşmemesi için, ki hiçte farkı yoktur bizce .! Pe ke ke, diyerek propoganda yapmak, ya sürçi lisandır, ya da Osman Baydemir’in, Selahattin Demirtaş’ın aksan ve ağzına tenezzül etmek olur ki kullana da zarardan başka fayda getirmez.!

Öncelikle Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın "Doğuda bir dayanak oluşturarak bütün vatanı kurtarma" formülüne uygun olarak Kurtuluş Savaşımız Türk ve Kürt’ün ortak mücadelesiyle başarıya ulaştı.”sözü çerçevesinde;

Atatürk ve diğer Kurtuluş Savaşı'nın kadrolarınca vatanın bütünlüğü Türk-Kürt birliğinde görülmüştür. Ortak geçmiş, çıkar ve geleceğe sahip olan Türk ve Kürtlerin ortak vatanda, bir millet halinde ortak bir meclis ve hükümet kurmaları hedeflenmiştir.

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal Paşa İstanbul Hükümeti adına Salih Paşa'nın imzaladığı Amasya Görüşmeleri’nde vatanımız "Türk ve Kürtlerin oturduğu arazi" diye tanımlanmıştır. Misak-ı Millî’de de "Türk ve Kürt unsurların oturduğu vatan kesimi", "Kardeş milletlerin hududu millîsi", "Türklerin ve Kürtlerin oturduğu yerler", "Türklerin ve Kürtlerin müşterek vatanı" diye belirtilmiştir.

Gazi evet söylemlerinde “Kürdistan” tabirini kullanmıştır lakin bütünleştirici bir dil kullanarak birleştirici olmaya çalışmış ayrılıkçıların, bölücülerin aksanına tenezzül etmemiş,

Kürtlerin kendi kaderini tayin edebilmeleri için emperyalizme tavır alarak, TBMM çatısı altında ve Türk milleti kavramı içinde belirleyeceğini her daim belirtmiş, “Kürdistan” bölgesel bir ifade olarak dile getirilmiştir.!

Kürdistan mebusu demek, özerk veya federatif anlamda ayrılmış bir idari farklı yapının mebusu demek olduğunu bilecek kadar ve bizim zekalarımızın da onun zekasına sadaka olabilecek kadar akıllıdır şüphesiz.!

Kürtlerin özgür bir şekilde kaderlerini belirlemesi için 1921 Anayasası ile yönetimler aracılığıyla halkın kendi kendisini yönetmesi düşünülmüştür. Yerel yönetimlere yetkiler veren bir "halk idaresi" sistemi 1921 Anayasası'nda "Şûralar ve Meclislerle Yönetim" adı ile belirlenmiştir. Kürtlerin ırkî, toplumsal, coğrafî hukukuna güvence getirilir. Sivas Kongresi'nde kabul edilen beyannamenin birinci maddesinde Osmanlı Devleti'nin tasavvur ve kabul edilen sınırının “Türk ve Kürtlerle meskûn olan araziyi ihtiva eylediği” ve “Kürtlerin Osmanlı camiasından ayrılması imkânsızlığı” belirtilir. Dahası “Kürtlerin serbestçe gelişmelerini temin edecek vech ve surette geleneksel ve toplumsal hukukumuzca müsaadelere mazhar olmaları” gerektiği açıklanır.

Buradan da anlaşılacağı gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk gerek Osmanlı uhdesinde yaşayan, gerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu ile birlikte bünyemizde kardeşimiz olarak bütünlüğü devam ettirmek için kalmalarını sağlayan bir lider olarak , onları bütünden ayırabilecek, aykırılığa sürükleyecek farklı bir millet, devlet vurgusunda asla bulunmamış ve söylememiştir.!

Ne zaman ki günümüzde ki PKK ve HDP gibi emperyalizmin kuklalığına, maşalığına soyunan , o dönemin Kürt kökenli çıban başları çıkmışsa, hem Türk’ün, hemde Kürt’ün ortak vatanı ve devletini böldürmemek için başlarını ezmiş, irinlerini söküp atmıştır.!

Gazinin Kürdistan lafında; Sadece çoğunluğu Kürt’lerden müteşekkil bölge kastı söz konusudur.! O dönem de Kürt kökenli mebuslar olduğu gibi günümüzde de Kürt kökenli mebuslar vardır , bunun ötesini Mustafa Kemal Atatürk te şayet kastetmişse abesle iştikaldir.!

Dahili ve harici hainler tarafından; Ülkemizi ülkesi ve milleti ile böl parçala yönet ve yok et stratejisi idealleri kapsamında çeşitli etnisiteler çerçevesinde bölgelere, uzuvlara ayrılmaya çalışıldığı bir dönemde,

Bu tür hassas kelimeler, kavramlar üzerinden, yoğunlukla yaşadıkları bölgelere Kürdistan , Lazistan vurgusu ileride içimizde ki bir çok dini ve ırki “ ...istan’ lara sebep olur ki bu vebalin altından da hiç bir beşeristan kalkamaz .! Buda devlet adamlığı ile bağdaşmaz.!

Zira Tilki tavukları kaldırmak için kümes etrafında vaaz vermeye başladığı zaman Bozkurt’a da kümese sahip çıkmak düşer.! Vesselam saygı dua.!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.