III. Ahmet döneminde veziriazam Nevşehirli İbrahim Paşa Devlet-i Aliye’nin çalışkan, hayırsever, yenilikçi bir veziri. Tarih böyle yazıyor. Gel gör ki durum çok farklı. Lale Devri 1718 – 1730 tarih aralığındaki devrin adı!
Nedim, Lale Devri şairlerimiz!
“Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana
Bûy-ı gül takdir olunmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana”.
Padişah III. Ahmet, Anadolu yakasını uzaktan seyretmiş. Anadolu’yu görmemiş. Hatta İstanbul’u bile tam gördüğü söylenemez.
Geceleri lale bahçelerinde vur patlasın, çal oynasın, meyler akmış kadehlerden dilberlerin manalı bakışları arasında midelere.
Sebbbehe kadar dens, dens, dens!
Millet nasıl derseniz?
Ekmek yok, aş yok, iş yok, yarına umutla bakan yok! (Saray ve saray avenesi hariç elbet)
Üretim yok, matbaa yok, asayiş yok! Can güvenliği, adalet yok!
Açlık, sefalet gırtlağa dayanmış!
Saray ve halk ayrı dünyalarda ayrı realitelerde yaşıyorlar!
III. Ahmet, Veziriazam İbrahim paşa’yı çağırıyor: “İbrahim, İstanbul’da kullarım ne yaparlar, sıkıntıları var mıdır?”.
İbrahim Paşa: “Sultanım, halkın durumu çok iyidir. Saye-i şahanelerinizle hiçbir sıkıntıları yoktur. Artık can sıkıntılarından lale yetiştirmektedirler. Her taraf lale bahçesine dönüştü” der!
Elbet bu arada Avrupa sömürgecilik yaparak, masum insanların ekmeklerini kasalarına taşımakla meşguller, elleri kanlı.
Bir yandan da teknolojiyi geliştiriyorlar. Fabrikalar yapıyorlar, dünya sanayi devrimine gebe kalmış, doğdu doğmak üzere! İlim adamları, felsefe ve bilgi, düşünce adamları gece eğlencelerinden başka işlerle meşguller. İbn-i Haldun, Mukaddime’yi, Makyavelli Prens’i yazalı dört asır geçmiş neredeyse!
Bilgi ve bilim adamı, sanat adamları sadece edebiyatla, din’le sınırlı olmuş. Fizik, matematik, kimya, sosyoloji, felsefe, psikiyatri, biyoloji, tıp bilim dalı yerine din adamı ve şairler yetiştiriyoruz!
Türkçülükten başka her milliyetçilik akımları filizlenmiş, harekete geçmiş bile! Türklerden başka herkes ırkını söyleyebiliyor! Irkının adına işler yapıyor, destekler arıyor, buluyor, Türklerde tık yok!
Tüfek icat olmuş, mertlik bozulmuş!
Osmanlı “gazel” yazıyor, dilberlerin gözleri içine bakarak!
Atatürk daha “Her fabrika bir kaledir” dememiş!
Sonra her devir gibi Lale Devri bitivermiş! (1730)
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi beş yüz elli bin lale’den halı yapınca, aklıma Lale Devri geldi nedense!
Lalelerin ömrü on günle sınırlı, maliyeti hakkında fikrim yok!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.