*Allah’ın her günü mübarektir; bizim mübarek olsun dememiz hatalıdır; önemli olan bizim için mübarek midir; önemli olan budur!
*Allah’ın kitabı Kuran’da 380 den daha fazla mutlaka yapmamız ve yapmamamız gereken muhkem emirler var!
Büyükler derlerdi ki; dünyaya bel bağlayanın beli kırılsın! Dünya üç gündür, dün geçti, gitti, yarın belli değil; yarına kim öle kim kala; kaldı geriye bir gün; o da bugün! Gerisi boş, yalan!
Günler vızır vızır geçiyor! Her gün ömürden bir gün daha götürüyor!
Dün kurban bayramıydı, bugün üç aylara girdik!
Sayılı gün; çabuk geçiyor, acılar, sızılar, sevinçler hep bir sayılı saatler içine sığdırılmış!
Avans verilmiş; avansları tüketiyoruz!
Sözüm kendime; kimse üstüne alınmasın! Öğütlerimde öyle; sadece hedefimde ben varım; kendime söylüyorum. Üstüne alan olursa fena da olmaz hani!
Hani Rabbim vadediyor; “Her canlı ölümü tadacaktır; yaptıklarınızın karşılığı size eksiksiz olarak ancak kıyamet gününde verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılır da cennete konursa artık kurtulmuştur. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir.”. Ali İmran 185! Vakit kısa ve hesap vereceğimiz bir yolculuk var ve çok zor değil çok çok zor günlerimiz var demek istiyorum!
Bu ayeti farz edin çok güzel sesli bir hafızdan dinlediniz ve doğal olarak hiçbir şey anlamadınız! Bu yaptığımız Allah’ın amacına ulaştı mı; hayır! Allah bizi burada uyarıyor ve sonumuzu anlatıyor. O halde kendi dilimizde okumalıyız ki Allah’ın mesajımı anlayarak ona göre davranalım!
Ölüme hem inanıp hem inanmıyor gibi vurdumduymaz davranmak konusuna gelince burada Kuran’da bildirilen; “Şüphesiz, ahret hayatına inanmayanların işlerini biz kendilerine güzel göstermişizdir de o yüzden bocalayıp dururlar”! Neml Suresi 4. Ayet!
Şimdi üç aylara girdik; kimine göre üç aylar diye bir şey yok, kimine göre üç aylar var! Bir doğru var ki; üç aylar var, sonra kadir gecesi, cuma akşamları var, bayram akşamları var, var da biz Allah’ın istediği yerde miyiz; önemli olan bu!
Yaptığımız işlere bakmalıyız; parayı nereden kazandığımıza, miras konusuna, emanetlere, borçlara, alacaklara, akraba, komşu haklarına ne ölçüde riayet ediyoruz? Boşanıp mihir vermeyenler, şiddet göstererek aileleri parçalayanlar, eşlerine haksız, sert ve kötü davrananlar, işlerinde dürüstlük göstermeyenler nasıl olacak?
Allah’ın kitabı Kuran’da 380 den daha fazla mutlaka yapmamız ve yapmamamız gereken muhkem emirler var! Bu 380 ayeti öyle 54 farza sığdıran neleri atlamış; anlayamadım! Tamamı farz, tamamı tutmamız gereken Allah’ın emri!
En başta gelen Kuran’ı kendi dilinde okuyup, düşünerek anlamaya çalışmak emri ne olacak? Kaç kişi okuyor!
Şimdi bir bölücülük jargonu olarak mealciler diye yeni bir grup ürettiler! Kuranı kendi dilinde okuyarak Allah’ın emrini yerine getirmeye çalışanlara söylüyorlar. Kuran’ı okumayın demek isteniyor, dinleyin, yazın, ezberleyin ama sakın düşünerek okumayın demeye getiriliyor! Oysa Fatr 29. Ayette Cenabı Hak öyle demiyor. Çünkü kendisi okumamış ki kendi dilinde; sadece peşin hükümle sana da okuma diyor!
Gruplara ayrılmayın emri orada duruyor, cemaatler, tarikatlar, şiddetli mezhep taraftarları ortalarda kol geziyor!
“Allah hükmüne kimseyi ortak etmez” Kehf 26 ve “Hiçbir şey O’na denk değildir” İhlas 4. Ayet!
Umarım Kuran’ı kendi dilimizde okumaya zaman ayırabilir ve anladıklarımız üzerinde düşünebiliriz!
Allah’ın her günü mübarektir; bizim mübarek olsun dememiz hatalıdır; önemli olan bizim için mübarek midir; cevap vermemiz, düşünmemiz gereken asıl konu budur!