Son günlerde yazılı, görsel ve sanal medyada yine yeniden, Ülkücü harekete ve onun Bilge Liderine futursuz ve ahlaksızca değerlendirmeler yapılmakta,
Özellikle Cumhur ittifakı ve devamı niteliği taşıması gerekli Yerel Seçimler ittifakı veyine bu ittifak ruhunu yaralayan Andımız, Af yasası, Erken Emeklilik gibi tasarılar çerçevesinde bir tartışma ve sorgulama furyası almış başını gitmektedir.!
Aslında Genel Başkanımızı anlamakta güçlük çekenlerin ortak sıkıntısı da bu olsa gerek.!
7 Haziran seçimleri akabinde ülkemizin ilerde yaşaya bilecek kaos ve kargaşa ortamı öngörüsü ile, beklide Ülkemize tarihte onlarcası düzenlenip fakat başarılamayan yeni bir Haçlı saldırısı arifesinde
Devlete, Millete ve Devleti temsil eden İktidar mensuplarına olası demokrasi dışı müdahalelere, iç ve dış ihanet darbelerine karşı onurlu ve omurgalı bir duruş ile Desteğini açıklayan;
Liderimiz Devlet Bahçeli Beyfendinin bu öngörüsü haklı çıkmış ve Türk Tarihine yüz karası olarak yazılmış 15 Temmuz darbesi ile Anadolu jeopolitiği, bir gecede altın tepside son Haçlı saldırısının piyonları aracılığı ile Emperyalizme ve Siyonizm’e sunulmaya çalışılmış,
Ülkemiz bir gecede ırak, Suriye, Libya, Mısır, Filistin olmanın eşiğinden dönmüştür.
Akabinde devam eden sosyal, siyasal, ekonomik saldırılar ve dayatmalar karşısında, Milli Mücadele ruhunu günümüze taşıyan ve sembolize eden Cumhur ittifakını tesis edip,
Geçmişte Devletin bozulan fabrika ayarlarını geri yüklenmesi ve olası ihanet kuşatmalarına karşı daha sağlam bir Devlet Yapısının kurulabilmesini sağlamak ve yapılandırmak üzere verilen bu destek sürecinde,
Ülkücüler zerre beklenti içerisine girmeden bu desteğine devam etmiştir ve Ülkücülerin bu ferasetinden , fedakarlığından, milli ve manevi özgül kütlesinden rahatsız olanlar bu kutsal ittifakı yok etmenin bitirmenin mücadelesi içerisinde olmuşlardır ve hala daha mücadele etmektedirler.!
Evet amaç hasıl olmuş, Ülkemizin ve Milletimizin olası bir kaos ve kargaşa ortamında cereyan edecek iç ve dış odaklı müdahaleye yine yeniden hazırlanması,
Bu ihanet sürecine milli ve manevi bir refleks gösterebilecek Milli Mücadele dinamiği Cumhur ittifakının yerle yeksan olmasıdır.
Şöyle yakın zamanda yaşanan siyasi hamlelere gelin hep birlikte bakalım;
Bir taraftan Andımız ile ilgili aylar öncesinde alınan bir kararın, ittifak görüşmelerinin yoğun seyrettiği bir dönemde, gündeme getirilmesi, Ülkücülerin haklı ve kararlı duruşu hesap edilerek tasarlanmış ve Yerel seçimlerde olası ittifakın bozulmasına maalesef ki meze edilmiştir.
Yine iktidar ile yol ayrımına girmemize sebep Af tasarısı ile ilgili sansasyonel manipülasyonlar, İktidarın Ülkücülerin Af hassasiyetini dikkate almamasına ve bizce Cumhurbaşkanının yanlış bilgilendirilmesi ve yönlendirmesi ile
Kendileri 1 Temmuz 2016 yılında 671 sayılı KHK ile 38.000 kişiyi ceza indirimi ile devlet tarafından affedilen bireysel suçluları içermesi gerçeğine rağmen kendi çıkardıkları denetimli serbestlik yasası unutularak veya unutturularak
Ülkücülere ait Af tasarısına yakışmayacak nitelendirmeler ve benzetmeler ile yönelmesine ve Affın ittifakı çatırdatan ikinci meze olmasına sebep olmuştur.
Özellikle Devletin ve Kamuoyunun kılcal damarlarına kadar girebilmiş ve gündemi istedikleri gibi ajite ve maniple etme kabiliyetini hala devam ettirebilen gerek paralel fotocuların, gerek etnik bölücü artık ve taşeronların, gerekse radikal sözde islamcı, millet ve milliyetten yoksun unsurların
Cumhuriyet ittifakından da, devamı niteliğinde yerel seçim ittifakının da rahatsızlıklarını bozulmasını sağlayanların fikri, ırki ve zihni alt yapısına dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Dün fotoya gözyaşı ve iltifatta yarış yapanların, Ulus Devlet anlayışının temel sembolü Andımıza karşı çıkmasının da sebebi budur.
Dün İktidara açılım politikalarında ilham olup, ülkeyi bölünmenin eşeğine getirip, bu gün hala iktidarın yüzünü bölücü dinamiklere çevirmek isteyenlerin iktidar içinde ki parmağı bu ittifakın bozulmasında da vardır.
Türklüğü faşizm olarak görüp, biyolojik meteryalizim ile karıştırıp, ülkenin milli devlet yanlısı politikalarından rahatsız olup ve bu politikalar noktasında
Ülkücülerin Devlete, Millete ve Devleti temsil eden iktidara karşılıksız desteğini çekmesi amacı ile ittifakın bozulmasına sebep iktidar içinde ki radikal islamcılarında payını da yabana atmamak lazımdır.
Bu oyunu göremeyip, onların yönlendirmesi ile ittifak yanlısı olmakta da pekte istekli görünmeyen İktidarın yönlendirilmesi ve hatalı inandırılması ile bu iki meze niteliğinde ki oyunu okuyamamış olması yerel ittifakın da bozulma tarafında yer almasına sebep olmuş ve onları yanlış yönlendirenlere istediklerini şimdilik vermiştir.
Lakin Devlet Adamlığı feraseti ve fedakarlığı ile bu oyunu ön görüp, senaryoyu okuyup iktidara ittifakı bozma isteğini vererek ama cumhuriyet ittifakının da devam etmesini sağlayarak bu oyunu yine Bozan Liderimiz Devlet BAHÇELİ Beydir.
Hani onlarca yıl Okyanus ötesinde ki ihanete dikkat çeken tek Lider olan Devlet BAHÇELİ Beydir.!
Hani onlarca yıl iktidarı dahili ve Harici etnik ihanetin kıskacında oluşunu yüksek sesle ve şerefle uyaran Devlet BAHÇELİ Beydir.!
Devletin her başı dara düştüğünde imdadına yetişen, şahsi ve siyasi menfaatleri unutup , önce Ülkem, Milletim diyen Devlet Bahçeli Beydir.
Özellikle İktidar uhdesinde geçmişteki birlikteliklerinden hareketle gelmiş oldukları ve hala kripto damarları olarak mevcudiyetlerini devam ettikleri paralel kripto fetocuların, etnik törörün siyasi kriptolarının ve milliyetsiz radikal sözde islamcıların ittifakın yol ayrımına girmesi karşısında neredeyse zil takıp oynamadıkları kalmış olması da bunun en bariz göstergesidir.
Nihayetinde iç ve dış ihanete ve saldırılara karşı kurulmuş Cumhur ittifakı ağır yara alarak yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi risk altına girmiştir. İttifaksız girilecek ilk seçimde olası sonuçları ve gerçekleri ile yüzleşilecektir.
Bu tehdit ve tehlikeyi sezen Muhterem Liderimiz Devlet Bahçeli bey , Cumhur ittifakına zarar verebilecek , kendi siyasi tabanının hakkı beklentilerinide içeren nitelikte de ve seçim vaadleri kapsamında olan siyasi hamlelere bile müsade etmemiş ve yol arkadaşlarının bile ülke menfaatleri, birliği ve bekası adına görevlerine son vermesi yine Öncem Ülkem ve Milletim duruşundan başka bir şey değildir.
Erken emeklilikle ilgili Ülkücülerin seçim satı mahalinde bir sözü olan ve bu bağlamda meclise sunduğu tasarı bulunuyorken,
Andımız ve Af tasarı tartışmalarını ve ittifak ayrışmalarını bir ganimete çevirmek ve bu milli ruhun tamamen ortadan kalkmasını isteyenler tarafından meclise getirilen emeklilik yasa tasarısına verilen desteğin bu milli ruha verebileceği zarar düşünülerek geri çekilmesi sebeplerden biri olup, diğeride ülkücülerin bu ganimet avcılarının kurdukları tezgahta asla dokunamayacağının bir ispatıda diğer sebebidir.
Önce görevden alınıp,sonra dava adamlığı ve arkadaşlığına terfi ettirilen Melih Gökçek’ e şeref yüklenerek yapılan adaylık teklifine gelince, onu birgün rezil ertesi gün vezir edebilecek iradelerden bağımsız bir şekilde aslında fikri alt yapısınında membası olan Ülkücü harekete gelişinin, aslına rücu edişinin bir sembolü olup,
Ülkücülerin Tertemiz vicdan sayfasında şeref bulan ancak şeref katarın ifadesidir. o davet aslında şerefin menbaasına işarettir öyle okumak lazım,
Devleti ve Milleti asla arkadan hançerlemeyecek, Ülkücüleri hakkı ile temsil edebilecek, iddiamızı ve ideallerimizi daha geniş kesimlere taşıyabilecek, Devleti ve Milleti bölücü, yıkıcı,kuşatıcı,ortadan kaldırıcı, etnik terör fitnesine, paralel artıklara, milliyetsiz sözde İslamcılara peşkeş çekmeyecek ve bizi asla yarı yolda bırakıp 2. Tarla davası havarileri arasına kapılmayacak,
Her vatan evladının da Ülkücü Harekette siyaset yapmaya hakkı vardır, ülkücülerin bu hassasiyetlerini bilerek, bedellerine hazır olarak gelende elbette ki şerefli bir vatan evladıdır.
Artık şunu anlayın lütfen Bilge liderimiz için aslolan Devlettir.! Millettir.! Devletin ve Milletin ali menfaatleri her şeyin üstündedir.!
Bu ali menfaatlerle çatışan kendi en yakın akrabası da olsa, dava arkadaşı da olsa her
Beşerinde zihniyetinde fikrinde karşısında olmasının sebebi budur,
Devleti ve Milleti kısa ve uzun vadede zora sokacak, kendisine ait sözleri ertelemesinin de tek sebebi budur, Devlet ve Millet menfaatleri karşısında farklı şahsi,siyasi beklentiler içerisinde olanlar içinde bir hayal kırıklığı olmaya devam edecektir inşallah.
Aziz Müslüman Türk Milleti’de bu hakkı Bi Hakkın adına teslim edecektir evelallah.!
selam saygı dua…