Atatürk'ün Erzurum'dayken annesine yazdığı mektup ilk defa kamuoyuna duyuruluyor
'Muhterem valideciğim. Şu an Erzurum'dayım ve gayet de iyiyim..'' İşte Atatürk'ün, annesine Errzurum'dan yazdığı mektup.. -Erzurum Kongresinin 95.yıldönümü, düzenlenen kapsamlı etkinlikler ile kutlandı. Erzurumlu olarak hepimizi onurlandıran bu tarihi olay sebebiyle pek de bilinmeyen bir ayrıntı ile o gurura ortak olalım istedik. -Sadi Borak tarafından derlenen 'Atatürk'ün Özel Mektupları' kitabını okurken rastladım bu mektuba.. Ben dahil çoğu kişi de sanıyorum ilk defa Atatürk'ün kongre için geldiği Erzurum'da uzun süredir görüşmediği annesine yazdığı bu mektuptan haberdar oluyor.. -Milli mücadele döneminden önemli bir detayı anlatan mektupla Atatürk'ün davasına nasıl inandığını ve bu düşüncesini en yakınıyla, annesiyle ne şekilde paylaştığını da ortaya koyan çarpıcı bir örnek.. -Dördüncü baskısı yapılan ve Atatürk'ün en yakınındaki çalışma arkadaşlarından olan Salih Bozok'un anılarından yola çıkılarak derlenen kitapta işte o satırlar... ''Muhterem valideciğim. İstanbul'dan ayrılışımdan beri sizlere ancak bir kaç telgraftan başka bir şey yazamadım. Bu sebeple büyük bir merak içinde kaldığınızı tahmin ediyorum. Bilhassa, hakkımda ötekinden berikinden ve gerek gazetelerden işittiğiniz tamam olmayan heberler şüphesiz merakınızı artırmıştır. Şimdi vereceğim bilgilerle tatmin olacağınız için endişe duyacak hiç bir şey yoktur. Biliyorsunuz ki daha İstanbul'da iken yabancı devletler devleti ve ulusu fevjkalade sıkıştırmakta ve millete hizmet edebilecek ne kadar adamımız varsa hepsini hapis ve tevkifle bir kısmını da Malta'ya sürerek herkesi sıkıntıya sokmakta pek ileri gidiyorlardı. Bana nasılsa ilişmemişlerdi. Fakat 3.Ordu Müfettişi olarak Samsun'a ayak basar basmaz İngilizler benden şüphelendiler, hükümete benim gidiş nedenimi sordular. Nihayet İstanbul'a çağrılmamı istediler, bunda da ısrar ettiler. Hükümet de beni kandırarak İstanbul'a gelmemi ve İngilizlere teslim olmamı sağlamak istedi. Bunun derhal farkına vardım. Tabiatiyle kendi ayağımla gidip esir olmam doğru değildi. Padişahımıza gerçek durumu yazdım ve gelemeyeceğimi bildirdim. Zatışahane de önce uygun buldu. Fakat, daha sonra, İngilizlerin naskısı artmıştı. Sonunda o da İstanbul'a dönmemi emretti. Bu suretle artık resmi görevimde kalmaya imkan görmediğim gibi askerliğimi sürdürdükçe de İngilizlerin ve hükümetin hakkımdaki ısrarına karşı durulamayacaktı. Bir taraftan da bütün Anadolu halkı, tüm ulus hakkımda büyük bir sevgi ve güven gösterdi, ''seni bırakmayız'' dediler. Gerçekte vatan ve milletimizi kurtarabilmek için tek çare, askerliği bırakıp serbest olarak milletin başına geçmek ve milleti yekvücut bir hale getirmekle doğacak kudret ve ulusal gücü kullanmaktan başka çare yoktu. Ben de öyle yaptım. Elhamdülillah başarılı oluyorum. Pek yakında elle tutulur sonucu bütün dünya görecektir. Ben bu suretle hareket edince İngilizler derhal yalvarmaya başladı. Ve beni kazanmaya çalıştı. Her şeyi inkar ettiler. Ve bütün suçu bizim hükümete attılar. Gerçekten hükümet de benimle uğraşmak istedi. Fakat gücü buna yetmedi ve yetemez. Daha bir zaman bu şekilde Anadolu içinde çalışmakla heriey hallolunacaktır. Yakında Millet Meclisi toplanacak ve meşru bir hükümet iktidara geçecektir. Ben de ihtimal o zaman İstanbul'a geleceğim. Sıhhat ve afiyetteyim, katiyen hiç merak etmeyiniz. 2) Salih bey (Salih Fansa), Fuat beyden alacağını aldı mı? Bunu bilgi almak bakımından soruyorum. Yoksa her ne olursa olsun, elhamdülillah hiç önemi yoktur. Siz müsterih olunuz ve bir sıkıntınız olursa derhal bana bildiriniz. 3) Bu mektubumu getirecek olan ''...'' size benim hakkımda istediğiniz kadar bilgi verecektir. Kendisiyle bana bazı elbiselerimi gönderiniz. 4) Hemşiremin sıhhati nasılsır? Eve herhangi taraftan saldırıda bulunuldu mu? Hala orada mısınız? Çocuklar ne yaptı, büyüdüler mi? 5) Salih (Fansa) Beyle Madam Salih bey inşallah sıhhat ve afiyettedirler. Ben kendilerini daima yad ediyorum. Madamın benim hakkımda bir rüyası vardı. Galiba o çıkacaktır. İnşallah yakında sevinç içinde görüşeceğiz. 6) Ben, bir kaç güne kadar kongre için Sivas'a gideceğim. Tekrar Erzurum'a döneceğim. Tekrar ediyorum: Her işittiğinize önem vermeyiniz. Pekala bilirsiniz ki ben, yaptığımı biliririm. Netice görmeseydim başlamazdım. Saygı ile ellerinizden, hemşiremin gözlerinden öperim. Salih'e (Bozok): Gözlerinden öperim, bana İstanbul havadisi, vermene intizar ederim. M.Kemal --- NOT : Erzurum Gazeteciler Cemiyeti'nin Bayram Gazetesi ve Fırfırik ilavesi için bşr ayı aşkın süredir bu köşede yoktum. Bayram Gazetesi'ne yazdığım bir yazı ile yeniden aranıza olmanın mutluluğu içindeyim.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Fırfirik için çok sevindim devam etmesi dileğiyle...Bir kopya benim için ayırırmısınız?
Saygılarımla.