Ateş ateşle söndürülemez, kan da kanla temizlenmez…
Merhum İsmet Paşa’nın (İnönü) çok meşhur bir sözü var.
“Mühim bir mesele için karar verecekseniz, acele etmeyin. Muhakkak üzerinden 24 saat geçsin. Göreceksiniz ki duygularınız önemli oranda değişmiştir”
Eğer becerebilir hayatımızın merkezine bu sözü koyabilsek belki de pek çok sorunumuzu kendiliğinden çözmüş oluruz.
Lakin insanız, nefis taşıyoruz ve ne yazık ki bazen günümüz insanının “ego” dediği o nefis bizleri, doğru olanı yapmaktan saptırabiliyor.
Her ikisini de yakından tanıyorum, her ikisinin de bu ülke ve bu şehir için nasıl halisane duygular taşıdığına şehadet ederim.
Biri Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, yani bu şehri bir üst lige çıkartmak için gece gündüz didinip duran adam; diğeri de bu şehrin hakiki manada bir işadamı, memleket sevdalısı Esadaş'ın sahibi herkesin çok sevdiği ve hürmet ettiği Atabey…
Malum, hikaye basına yansıdı.
Burada kim haklı kim haksız meselesine girmeyeceğim.
İlla ki her iki tarafın da maşeri vicdanı tatmin edecek bir sunumu vardır, lakin bazen gelir ki takdir tedbiri bozar…
Değil mi ki Mehmet Sekmen’in de Atabey’in de muradı, Erzurum’da taş üstüne taş koymak, o halde bu ateşe bir su serpmek gerekir.
Muhterem Başkanım…
Ve Atabey ağabeyi…
Her ikinizin de bu şehir için ne denli değerli olduğunu yakinen bilen bir hemşehriniz olarak, size sesleniyorum:
Aklıselimin ve sabrın çözemeyeceği hiçbir müşkül yoktur.
Yahu başka bir Erzurum yok ki, neyse deyip sizin aranızdaki çekişmeyi tribünlerden izleyelim…
Bu şehrin, buna tahammülü de takati de yoktur.
Muhterem Başkanım, sen ki en sıkıntılı meseleler karşısında bile çözümden ve çıkış yolundan yana pozisyon alan bir siyasetçi ve belediye başkanısın…
Atabey ağabeyi, sen ki kimse bilmez ama bu şehir için maddi manevi elinden gelenden fazlasını yapan ve bunu da reklam etmeyen güzel bir insansın…
Yapmayın, etmeyin…
Bir petrol istasyonu bu iki güzelliğe halel getirmesin…