Türkiye’de manevi ikliminin en yüksek seviyede yaşandığı tek yer Erzurumdur. Anadolunun zirvesinde yer alan Doğunun Parisi ünvanına sahip olan Dadaşlar diyarı Erzurum’da başı rahmet, ortası mağfiret sonuda cehennemden kurtuluş olan on bir ayın sultanı Ramazan bir başka yaşanır. Ramazan ayı gelince, Dadaşlar diyarı adeta yaradana teslim olur. Bu özelliğinden dolayı Erzurum için, ‘Oruç tutan şehir’ denir. Sokaklarda yiyen içen kimseye rastlanmaz. Abartısız çocuklar bile sokakta bir şey yiyip, içmez. Bu korkudan değil, saygıdan, yaradana olan sevdadandır.
Erzurum’da ramazan bambaşka yaşanır. Öyle ki, ramazan ayı boyunca kahvehaneler, lokantalar, eğlence merkezleri tatile girer. Oruç tutan bu kentte, iftar saatleri ise, görülmeye değerdir. Tek bir kişi bile sokakta kalmaz. Tek kelimeyle şehirde, bu saatte hayat durur. Toplu ulaşım araçları bile bu saatte çalışmaz. İftarın ardından sahura kadar ise, şehirde bir bayram havası sürer.
Erenlerin, mevlaya ettiği bu kentte, gayrı müslim turistler bile şehrin bu manevi atmosferine saygı duyarlar. Sokaklarda ne yer, ne de içerler. Şehrin bütün meyhaneleri bu ayda kapılarını kapatır, yıl boyunca şişelerini ellerinden bırakmayan sarhoşlar, ayyaşlar bile tövbe eder, oruç tutarlar. Hırlısı, hırsızı, çoluğu, çocuğu, kadını, erkeği kısacası tüm şehir halkı bu aya hürmeten, yüce yaradana teslim olur. Zaman zaman bazı kendini bilmezler, bu havaya kibrit çakmaya çalışsalar da çok büyük bir tepki görür, geri adım atmak zorunda kalırlar. Çünkü, Erzurumlu bu konuda çok hassastır.
Bu tür olaylar için kimileri, ‘Örümcek kafalı, gerici, bağnaz, yobaz’ dese de Erzurumlu bunlara aldırış etmez. Herkes bilir ki, hoşgörü saygıyı gerektirir. Kimse kimseye oruç testi yapmaz ama kimsenin de bu şehrin atmosferini bozmasına müsaade etmez. Ramazan ayı gelince, Erzurum’a insanlar akın akın göç eder. Çünkü, Ramazan Erzurumda başkadır, bambaşkadır. Manevi iklimi yaşamak isteyen koşar Erzurum’a. Şehirdeki herşey Ramazan moduna geçer, tüm planlar bu aya göre yapılır.
İftar saatine bir saat kala, dadaşlar bir kıvılcıma bakar. Stres en üst seviyeye çıkar, trafik İstanbul trafiğini aratmaz. Yollar yoğunluktan kimseye geçit vermez. Çünkü, Erzurumlu için iftarda evde olmak, aynı sofrada toplanmak çok önemlidir. Bu berekettir, rahmettir. Bizim memlekette ramazan bir bambaşkadır.
Ramazan’da camiler dolar taşar, her evde mutalaka en az bir hatim okunur. Yoksulları yetimleri sevindirmek için herkes birbiriyle yarışır. İftardan sonra ise, dadaşlar demlikleri süzer. Çünkü, çay demek Erzurum demektir. Erzurum’da çay yetişmez ama Erzurum’da içilen çay kadar da hiçbir yerde çay tüketilmez. Sanki de Erzurumlunun benzini çaydır. Ramazan’da dadaşlar günboyunca açlık, susuzluğu değil de en çok çayı arzular. Çünkü çay, bizim ellerin milli içeceğidir. Erzurum’da yaşanan Ramazan iklimi kuşkusuz dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Dadaşlar diyarında Ramazan anlatılmaz sadece ve sadece yaşanır.
Bu vesileyle Ramazan-ı şerifinizi kutluyor, oruçlarınızın kabul, dualarınızın makbul olmasını yüce yaradandan niyaz ediyor, Ramazanın ve bayramın tüm insanlığa huzur, barış, rahmet ve bereket getirmesini hak teladan diliyorum.
Dadaşlar diyarından tüm insanlığa, HAYIRLI RAMAZANLAR… 
evet doğru bir başkadır erzurum