14 Ocak 2018 de bir belgesel kanalda daha önce izlediğim bir belgeseli tekrar yayınladılar. Belgeselde boz ayının Sarıkamış’ta izlerini sürüyorlar, ayıların boyunlarına takip amaçlı çok fonksiyonlu bir tasma yerleştiriyorlardı. Bilim adamı genç kâşif bir Türk; Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu veteriner hekimde Türk! Her şey harika çok mutlu oldum derken Sarıkamış Ormanları ve çöp dağları görüntüye geldi. Yemin ediyorum, utandım, utancımdan yerin dibine girdim. Kars Valisi ve Sarıkamış Kaymakamı, Sarıkamış ve Kars Belediye başkanları, sağlık Müdürlüğü, Çevre İl / Orman Müdürlükleri’ne soruyorum; Allah aşkına bu durum nasıl bir durumdur? Sarıkamış Ormanları kaçak kesimlerle zaten iyice yorgun ve yıpranmış, ufalmış! Ve bir dev çöplüğü nasıl taşıtırız; bu canımız, nefesimiz, güzel ve nadide ecdat hatırası Ormanımıza, büyük bir üzüntüyle seyrettim.
Bu belgeseli dünya seyrediyor. Vahşi Rusya, vahşi Fransa, vahşi İngiltere, vahşi İskoçya seyrettim hiçbirisinde vahşi çöp birikintileri görmedim. Merak ediyorum ilgililer niçin görmüyorlar, niçin ilgilenmiyorlar?
Bu vatan bizim ve böyle durumlar beni oldukça endişelendiriyor ve üzüyor! Daha iyi ve daha temiz bir Türkiye için gerçekten, yürekten, samimi hizmet etmek ve hizmet adamları gerekiyor. Bilgi ve görgü esas olmalı yönetici seçerken; bu da devletimize ve milletvekillerimize düşüyor! Şikâyet etmek de vatandaşımıza! Küçük bir şeyi BİMER’e yazanlar Sarıkamış Ormanı’nı görmüyorlar, çünkü şahsi değil diye mi düşünüyorlar?
Belgesel Yapmak ve Bilim ve Spor Adamları Yetiştirmek!
Günde bir iki saatimi genellikle belgesel seyretmeye ayırırım. Belgeselleri izlerken hem bilgilenmeye çalışırım hem de kendimi tuhaf bir kıskançlıkla kızgınlık arası duygulara kaptırırım.
Belgesellerde Türk orijinli belgeseller ya yoktur, ya düzenlemesinde sıkıntı vardır. Ya bilgimizi gösteremiyoruz, ya saklıyoruz, ya da bilgi bizde önem arz etmiyor. Belgesel yapmıyoruz veya yeterli değil. Uluslar arası belgesel yapabilmenin yolu bilgi dışında uluslar arası belgesel standartlarını yakalamakla olur.
Spor için de aynı, bilim içinde aynı! Hedef çizen, hedef koyan, teşvik eden, özendiren, yarışmacı ruhlar icat edip, yarıştıracak yürekleri bulup çıkartıp ve yarıştıracak bir kültür oluşturamamışız, maalesef.
Dağımız var, malzememiz var, karımız var, buzumuz var, dağlarda yüzlerce tırmanılacak duvarlarımız var ve hatta milli kayakçılarımız, dağcılarımız da var ancak ve ne yazık ki ulular arası madalyalarımız yok. Şeklen tamam, ruh da eh işte ama sonuç çok önemli ama biz yokuz.
Ne demek istediğimi TREK, TLC, Nat. Geo, Eurosport spor ve belgesel kanallarını izleyenler çok daha iyi anlayacaklardır. Komplekse katılmamak elde değil.
Gençlerimiz başarılı yarışmacı insanları seyretmeli, heveslenmeli ben niye yapmıyorum, niye ben orda değilim diye düşünebilmeli ki orada benim gençlerimde olsunlar.
Ortak alanı hunharca benim değil zihniyeti ile kullanıyoruz.Yatkililer birileri yazıp çizmeden görmez ve o günlük geçici iş oldu gibisinden göstermelik tedbir alırlar.Vatandaş ta hem kirletir hem de bu ne kirli yer der.Kaleminize,yüreğinize sağlık sn Gülseven.