Geçen sene bu zaman 50'ye merdiveni dayamıştım..
Şimdi bir tık daha aştık..
Allah ömür verirse seneye bu zamanlar ''devirdik bir asrın yarısını" diyeceğiz..
***
Dönüp dönüp bakıyorum da.. bu yarım asırda ne heyecanlar ne umutlar besleyip ne hüzünler yaşamışım..
***
Her sabah kendimce işime, her akşam evime keyifle dönüyorum. Bundan iyi mutluluk olur mu?
Doğum günümü evde ailemle, dışarda dostlarımla kutluyorum...
Bugün 7 kasım...
***
Ben; doğum tarihime; babamın 7 yaşında başladığı hafızlık çalışmaları sırasında eline tutuşturulan, 50 yaşında bize veda ettiği güne dek de elinden düşürmediği deri kaplı mushafın arkasındaki bir not ile ulaşmıştım.
''Çocuk doğdu.. Hacı İsmail öldü... Gün 7 Kasım, sene 969.. ''
Resmi kayıtlarda 1 Ocak 970 yazsa da 'güze kalan', köy yanındaki bir bir arpa tarlası yolunda Çilova'da, koç katımının tam da göbeğnde doğmuşum.
Güli Anam hep öyle anlatırdı. Muhtar Beg Emi'm ise ''baktım kalmış yeni yıla 1 ay.. Askere daha gürbüz gidesen diye iki ay geç yazdırdım nüfusa...'' derdi.
Hüzünlü bir doğummuş...
Amma; bizim köyde şenlik kopmuş!
Çekirdek ailemizin ilklerinden olsam gerek, halen daha kıymetliyimdir.
Şimdi bakıyorumda 9 yaşında ki oğlumuz Dumlu Saltukhan'ın, saniyesi ve salisesi belli doğum anı raporu var!
***
Doğum Günümde telefon aşındı.. Sosyal medya hesaplarım yıkılıyor. Allah eksikliklerini göstermesin.. Arayanlar.. SMS yollayanlar.. Telefonum sessizde. Titreşim çalışıyor.. Parkinson oldum sandım.. Çünkü, günboyu titreyip durdum...
İki mesaja ise bayıldım. İstedim ki sizlerle de paylaşayım..
İlki Atatürkçü Düşünce Derneği önceki Erzurum Şube Başkanlarımızdan, genç bir Yüksek Ziraat Mühendisi yol arkadışım Dr. Hakan Cebeci'den;
Şöyle..
"Nice yıllara diyerek Can Yücel'in bir şiiriyle kutlamak istiyorum doğum gününü..
"Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya. Rengârenk batan günü al karşına. Bir renk de kendinden kat .Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak. Kapat gözlerini bir hikâye yarat. Vazgeçme, hissedilir biraz da sıcaklığını kat. Kalbindeki elleri bırakma, sıkıca tut. Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt. Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama... Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver. Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana... Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana..''
***
İkincisi, yine bir Ziraat Mühendisi taa.. Gökçeada'dan yazmış Muharrem Serttaş Ağabey; ''Çok özlemişim doğup büyüdüğüm çukur ovacığımızı... Doğum gününüz kutlu olsun kardeşim. Ailenizle birlikte sağlıklı huzurlu mutlu ve başarılı nice yıllar yaşamanızı dilerim.''
Ve küçük kız kardeşim Senem'in arkadaşı olarak tanıdığım, 'Baciko..' diye seslendiğim, şimdi ofis komşum genç bir hukukcu Leyla yazmış:
O da şöyle..
"Sevgili Orhan Ağabey, Mesajlarınızın, paylaşımlarınızın tıklanmasından çok kapınızın tıklanmasını, ertesi gün silinen anlık "story"ler yerine, yaşamınızı zenginleştirecek öykülerinizin olmasını, beğenilme ve onaylanmaların, ekrandaki paylaşımlarınızın sol alt köşesindeki kalp işaretine dokunarak değil de kalbinize dokunacak bir dille yapılmasını dilerim.
Nice mutlu, güzel yaşlara..."
***
Siz bu yazıyı okuyorsunuz ama sizden önce biri daha okuyor ve buraya gelene dek de çatladı biliyorum.
Sinan...
Yıllardır, gazetelere göndermeden önce en son "Düzeltmen" edasıyla oturur masama benim yazılarımın sorumlu eleştirmeni, düzeltmeni Nuhoğlu...
Şu ana dek ne öfkelenmiştir, okurken.. İnanın içinden "Vay nankör Tırtıl vay" diyordur..
Çünkü Doğum Günümün ilk kutlamasını o yaptı, aslında..
***
Bir yerde okumuştum... İngilizler'in bir deyimiydi galiba; "Sonuncu ama listenin sonuncusu değil" derler, birini taçlandırırken.
Gel şimdi beni öp bakalım!.
Öp beni, öp babam...
Her öpücüğüne bin teşekkür Dumlu Saltukhan...
İki hafta sonrasıda senin doğum günün...
Dedenin, annenin, babamın, şehrinin adıyla yaşa ..
***
Yaşa be oğlum!