Artık her özel ve kamu kuruluşun bir basın merkezi var.
Arkadaşlar, hazırlıyor yazıyı, çekiyor fotoğrafı, sonra elektronik posta ile medyaya gönderiyor.
Elbette eskiye göre, e posta sistemi daha uygun ve çok hızlı.
En iyi tarafı da, kağıt israfının olmaması.
BAŞARILI ÇALIŞMA NİYE ÇÖPE GİTTİ?
Geçtiğimiz günlerde Emniyet'ten gönderilen postadan iki haber ve birkaç fotoğraf çıktı.
Bültende bir 'yağma' olayından ve Çat kavşağında bir mağdur vatandaştan söz ediliyor.
Kim, yaşı kaç, cinsiyeti ne?
Ne yağmalanmış o da belli değil.
Bülteni yazan arkadaş, acaba bize bulmaca mı çözdürüyor?
Yoksa, sabrımızı mı deniyor?
Yağma olayının ertesi günü Asayiş Şube, biri çocuk üç kişiyi yakalıyor, ikisi tutuklanıyor.
Yani ortada başarılı bir çalışma var.
Ancak haber olarak bültenlerde yer almıyor.
ESKİ İLE BUGÜNÜN KIYASLAMASI
Böyle bültenlerden günde onlarca geliyor ama çoğu çöp kutusuna gidiyor.
Oysa eskilerde o yarısı okunmayan polis veya jandarma bültenlerden ulusal gazetelerin birinci sayfalarına giren haberler çıkardı.
Eğer "Şimdi niçin çıkmıyor?" diyorsanız.
Güvenlik bültenlerinde 5N1K kuralına uyulmaması birinci neden.
FISILTI GAZETESİ İLE FARKIMIZ NE?
İşin en üzücü tarafı ne, biliyor musunuz?
Polisin faaliyetini yansıtan ve haber olması gereken olaylarda deyim yerindeyse bilgi notu 'kuşa çevriliyor.'
Emniyet veya jandarma niye basına bilgi verir?
Çalıştığını göstermek, halka güvenli ortamda yaşadığını hissettirmek ve de kamuoyunu aydınlatmak için.
Peki bilgi vermezse ne olur?
O zaman tiraj rekortmeni olan 'fısıltı gazetesi' devreye girer.
Gazetecilerle onlar arasındaki tek fark nedir, biliyor musunuz?
Yazılan veya söylenenlerin tümü uydurma olduğu için 'Fısıltı' gazetesinde 5N1K kuralı yoktur.