Ülkemizin bilim göğünde yıldız gibi parlayan Atatürk Üniversitesi ile ilgili elime geçen kitap, makale ve haberleri bir solukta okur, eski mensup ve öğrencilerden dinlediğim hatıraları kıymetli bir mücevher gibi hafızamda saklarım.
Geçen gün kıymetli bir akademisyen dostumun gönderdiği eposta ekindeki Pdf'de 1958-1959 öğretim yılında verilen halk konferanslarının metinleri yer alıyor.
Üniversitemiz eğitim öğretime daha yeni başlamış. Yöneticiler seferber, bir yandan bina, sınıf, kütüphane inşasıyla, ödenek tedariki, hoca teminiyle uğraşılıyor, diğer yandan halk için konferanslar düzenleniyor.
İlk konferansın konuşmacısı Ord.Prof.Dr. Cahit Arf, saygın bir bilim adamı. E, konuşmacı dünyaca ünlü dahi bir matematik hocası ise konu da işte böyle önemli ve özgün olur: Makineler Düşünebilir mi?
Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, Türkiye’nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından birisidir, malumunuz.
Evrensel matematik literatürüne ‘Arf Halkaları’, ‘Arf Değişmezleri’, ‘Arf Kapanışı’ gibi kavramları kazandıran Arf, Avrupa’da tamamladığı eğitiminin ardından Türkiye’ye dönen isimler arasında yer alır.
Matematik bilimine yaptığı katkılarla bilim tarihine geçen hocamız, genç bir üniversitenin konferans davetine memnuniyetini şöyle ifade ediyor konuşmasında:
"Yurdumuzun çok eski bir kültür merkezi ola Erzurum'a Atatürk Üniversitesinin ilk ders senesinde bir matematikçi olarak konferans vermeğe davet edilmiş olmak benim için büyük bir sevinç vesilesi oldu.
Bana bu sevinci temin etmek lütfunda bulunan Atatürk Üniversitesine ve onu temsil eden sayın Rektör Prof. Sabahattin Özbek'e derin teşekkürlerimi bu gibi ziyaretlerde mutad olduğu için değil, hakikaten içimden geldiğinden bildirmek istiyorum."
Erzurum’un havasında bilgiye olan merakı soluduğunu anlatan Arf'ın konuşmasında şehrimiz için çizdiği hedef ne kadar isabetli:
“Bu büyük iştiyak muhakkak benimle ve belki de hepimizin olan hayali hakikat yapacak, Erzurum on binlerce yerli ve yabancı talebe ile dolacak. Laboratuvarları, araştırıcıları ile bütün dünyada tanınacaktır.
Bunun böyle olmaması için hiçbir sebep yok; Erzurum’un çok yakınında böyle bir misal var: Tiflis.
Onlar yapıyor da biz neden yapamayalım? Bunu yapmak için aklımız, sıhhatimiz yerinde.
Fakat daha mühimi garptaki büyük şehirlerimizde uyuklayan, belki yok olan sadece muhtevasız bir lakırdı hâlinde soysuzlaşan idealizm burada mevcut ve iki bin metre yükseklik iklimi bunu belki daha da uzun uzun seneler yaşatacaktır. (Sadece muhtevasız bir lakırdı hâlinde soysuzlaşan idealizm burada hâlâ mevcut mu? Bence evet! vna)
...
Buraya gelmeden önce, birçok kimseler için olduğu gibi benim için de Erzurum, halkının kahramanlığı ile, tarihi ile, gelip görenlerin anlattıkları ile efsanevi ve biraz da hayali bir şehirdi. İlave edeyim ki buraya geleli beri bütün realitelerine rağmen Erzurum benim için hayali bir şehir olmaktan çıkmadı. Bunun sebebi belki de Erzurum'u gelecekte olmasını istediğim şekilde görmemdir.
Erzurum’un çok eski bir kültür merkezi olma vasfını modern manada kazanmış olarak görmek istiyorum. Bunun olması için de hiçbir engel yok.”
”
Hocanın "Erzurum on binlerce yerli ve yabancı talebe ile dolacak. Laboratuvarları, araştırıcıları ile bütün dünyada tanınacaktır." vizyonu kısmen gerçekleşti. Kurulmasına bilim lordlarınca itiraz edilen üniversitemiz, akademik âleme seçkin hocalar kazandırarak rüştünü ispat etti, "üniversite kuran üniversite" ünvanını kazandı, yüz binlerce öğrenciyi ilim irfan ışığıyla tanıştırdı.
"Laboratuvarları, araştırıcıları ile bütün dünyada tanınacaktır." temennisi de inşallah bir gün tam anlamıyla gerçekleşecek.
Her Dadaş, altını çizdiğim şu satırları ışıltılı bir levha gibi beyninin mutena bir yerine asmalıdır:
"Erzurum'u gelecekte olmasını istediğimiz şekilde görmeliyiz."
Hocamızın "Makineler düşünebilir mi?" sorusuna, yazıyı yazarken yapay zekâ donanımlı bilgisayarımdan şu cevap geldi: "O gündeb bu güne makineler çok yol kat etti, sen asıl şu sorunun cevabına yoğunlaş, bizi icat eden siz insanların düşünme, akletme becerisi ne alemde?"
Hocam diş hekimliği çok pasif bir durumda. Hasta bakmıyorlar. Klinikler boş. mesaiye uyan yok. (-5 mesaisi 9-3 meaisine dönmüş. Sayın rektör niye bakmıyor bu konuya. Lütfen dile getirin. 2022 ye sıra veriyorlar.