Kutsalımız olan mübarek ülkemizin üzerinde dev boyutlu oyunlar oynandığını kabullenmeyen şahıs herhalde yoktur!
Bu konuda mutabıkız! Matematiksel çoğunluk, medya artistleri, sentetik ya da yarı sentetik entelektüel takımı, az çok okuyup, düşünen, yazan, okuyup, düşünmeden yazan, hayatında hiç okumadan düşünce âlemine geriden dalan veya dış uçların tuttuğu ışıkla aydınlanacağını sanan avam aynı fikirde; dışarıdan bir veya birkaç el bizi karıştırıyor!
Karışan, karıştırılan niye karışıyor ki; şeker gibi hemen suyu görünce erimek gibi bir kanun, karışmak için de bir sebep mi var?
Ülkemizde sahnede olan küresel güçlerin amacını ezberden bilirim ki ve daha önceki tecrübeleriyle de sabittir ki amaç; ülkemizi bölmek.
Ülkenin bölünmesi için önce ülkenin çelik harcı görevindeki insanları bölmek, karşı karşıya getirmek, gerektiğinde de çatıştıracak şekilde de düşman etmek.
Ülkemiz için gene bilirim ki amaç; bu ülkede Türk ve Müslümanları yönetimlere karıştırmamak. Hatta Müslüman –Türk’e bu coğrafyada hayat hakkı tanımamak!
Aletin kirli tarafında önce Sünni- Alevi düşmanlığı yaratmağa çalıştılar. İlk önce dışlamak, ötekileştirmek için çaba harcadılar. Başarılı olamadılar ama gene de bir iz bıraktıklarını inkâr etmek, gerçekçi olmaz. Tam anlamıyla başarılı olamamalarında ise aklıselimle Türklüğe sahip çıkmak, mezhepler bazında tartışmayı kaldırmak etkili oldu. Burada Türk Milliyetçiliği’nin Türkçü duruşu çok büyük pay sahibidir.
Ülkemizi bölmek isteyenler her zaman dinimizi kullanıyorlar, diye her zaman sesli sessiz konuşuruz ama nedenini ve nasılını pek düşünüp, dillendirmeyiz!
Dinimizin kırmızıçizgilerine bakıp; bu çizgilerden dışarıya haddimizi aşarak çıkmadığımızda dinimizi kullanacaklara fırsat ve güç vermemiş oluruz.
İslam ne buyuruyor; Allah katında din, şüphesiz İslâm’dır! Ancak, Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın ayetlerini kim inkâr ederse bilsin ki, Allah hesabı çabuk görür." (Ali İmran 19)
Hutbelerde okunan bu Ayet-i Kelime’yi hutbelerden kaldırırken, Müslümanlar itiraz etmediler. Bu Müslümanların içinde tarikat şeyhleri, cemaatler, cemaat liderleri, Mısır için ahkâm kesenler, hele İslami (açıklaması tam İslam değil, İslam gibi) süslüman köşe yazarları hiç ses çıkarmadılar. Diyanet emir verdi, hutbelerden “Tek din İslam’dır ayeti kaldırıldı. Vatikan’ın projesi ve cemaatin isteği ile ve imamlarımız (hoca diye yere göğe sığdıramadığımız din adamlarımız) ise itirazsız hemen uydular.
Niye? Çünkü Vatikanlı dostları(!) öyle istediler, AB öyle istedi!
Allah’ın İslam için “tek din” diye buyurmasına karşın birkaç din varmışçasına bazı cemaatler“dinler arası diyalog” bazıları da “medeniyetler ittifakı” dedi!
Müslümanlar bunu kabul etti, ses çıkarmadı ve dinlediler. Çünkü çoğu Müslüman’ın “itikad” konusunda en ufak bir fikri yoktur.
İslam dininin, başkaları menfaatine kullanılmasını, Müslümanlar seyrettiler.
Daha birçok şeyi seyrettikleri gibi!
Ve ne acıdır ki; birçok tarikat ve cemaat bu ülkede bağımsızlık fikrini, düşüncesini kasıtlı- kasıtsız olarak terk etmiştir.
Hâlbuki bağımsız olunmadan, Müslüman olunamaz!
Hür değilsen; hiçbir şey değilsindir; bu kanundur!
Bu yüzden hayatları boyunca bağımsızlık için savaşan kahramanlarımız başta Atatürk olmak üzere; dinsiz, ateist, deist, hain gibi bu millete anlatılmıştır. Koskocaman bir kahramanlık destanı olan Kurtuluş Savaşımız, itibarsızlaştırılmak için inkâr ve iftiralarla doldurulmak istenmektedir.
Birçok mümin, Müslüman; bağımsızlık düşüncesine sahip olmadan, Kuran’dan haberi olmadan, doğru itikadın ne olduğunu bilmeden birçok şeyh, hoca, cemaat lideri ya da tarikat şeyhine kurtuluş ümidiyle sarılmışlardır.
Ya da kendi aralarında birbirleriyle sadece kendi akıllarına yatacak şekilde konuşan hocaların söylediklerini, hallerini anlatıp, tartışıyorlar!
Biri bir sakız atıyor ortaya, çiğneyenin haddi var, hesabı yok!
Gerçek ise her zaman olduğu gibi acı ve avamın bildiği ve tanıdığından çok farklı!
Bence ilk yapmamız gereken şey, “bağımsızlık” ve “ doğru itikad” konularında bilgimizi geliştirmemiz, araştırmamız ve öğrenmemizdir.
Dinimiz, vatan sevgisinin imandan olduğunu söylüyor!
Not: Saygıdeğer okuyucularım; Umre Seyahat planım dâhilinde yazılarıma üç hafta ara vererek dualarınıza bir kere daha talip olduğumu bildirmek istiyorum. Saygı ve sevgide kalın.