Dünyada en çok kadın cinayetleri yaşayan, kadına en çok şiddet uygulanan bir ülkede kadınlar günü kutlama mesajları ayaklarımızın yere basmadığını üzüntüyle anlatıyor.
Şiddet uygulayanla şiddetin arkasında duran zihniyet ve gerekli cezasını vermeyen devlet ve hele ki tedbir almayan bir devlet; ağır, aksak, isteksiz, bezgin, umursamaz!
Kadın her zaman daha zayıf daha hakir daha eksik akıl görülmüş ve bazen de bunların aksine kutsanmıştır.
Oysa düşüncelerinde dil, din, ırk, mezhep, kariyer, para ayırımı yapmadan insana yer verenlerin aklında her zaman insan olmuştur.
İnsan bütün varlıkların en üstünüdür; ta ki insanlığını unutana kadar! Aslında insan kendi insanlığını unutmuyor; canavarlaşınca, adaletten sapınca, gözü kararınca karşısındakinin insan olduğunu unutuyor!
Şiddetin ilk basamağı bağırmaktan, daha ağır dayak atma veya aletle yaralama, darp gibi ağır şiddetlerin hayatımızdan kovulmasının ilk çalışması eğitim, eğitim, eğitimdir.
Bağırmak, tos vurmak gibi ilkellik olan hayvan alışkanlık ve iletişim şekillerini insanoğlu maalesef modelleyerek aynı seviyeyi yakalamış! Bu alışkanlık ve modelleme arkasında hami bulmamalı; derken buluyor; bunun öğretim seviyesi ile de bir ilgisi yok! Şiddet bir eğitimsizlik meselesidir. Zihniyet kökten değişmeli ki; insanoğlu bu fani dünyada belki biraz rahat edebilsin.
Her zaman iyi insanlar ve kötü insanlar diye düşünmüşümdür insanoğlunu! Baktığımda iyi insanlar veya kötü insanlar görüyorum karşımda! Bunu biraz da Nef’i’den öğrendim galiba! İyileri methedip, kötüleri zemmetmek gibi!
Aynı ırkı cinselliklere ayırıp eğer ki bir kahraman ve tebrik mesajı çıkarılacaksa; bu mesajı hak edenlere dönüp ödülü vermek lazım! Bunlar ana babasına saygı ve hizmette kusursuz evlatlar, vefalı eş, aydın, adaletli, ahlaklı, paylaşmayı bilen, sosyal, akraba ve çevresine hizmet etmeyi, yardımlaşmayı bilen evlatlar yetiştiren, fedakârlığını bütün insanoğlunun evlatları için düşünen; anne; yani kadın; yani insan!