Kadim bir şehrin sosyal, kültürel ve felsefi hayatına etki eden  farklı olaylar, görüşler ve inanışlar vardır.  Olmalıdır. Efsaneleri,  hikayeleri,  masalları bunlardan bazılarıdır. Bu şehir Erzurum olunca anlatılan efsaneler bir hayli çoğalmaktadır.
Tarihsel olaylar aranırken mutlaka tutarlılık esas olmalı iyice araştırılıp topluma doğru bir şekilde anlatılmalıdır.  Bu anlatım şekli ister efsaneye isterse hikayelere konu olsun gerçeği değiştirmez.  Bu nedenle kısacada olsa bunlardan söz etmek belki doğrulara götürü diye düşünmekteyim. Bunlar;
4 Murat ile Habip Babanın hakkındaki hikayedir.  Padişah 4.  Murat 1640'larda Erzurum'a gelmiş,  buradan hareketle Revan( Erivan) feth etmiş,  Habip Baba'da 1800'lerde Erzurum'da yaşamış ve 1847 yılında vefat etmiştir.  Arada 200 yıllık bir zaman dilimi var.  Habip Baba ile 4 Murat çağdaş olamazlar.  O zaman işin gerçeğe en yakın olanı nedir? Diye sorduğumuzda 1600'lerden itibaren Karabağ'da meydana gelen Sünni-Şii çatışmasından dolayı Erzurum'a Hicret eden dönemin alimlerinde Habip Mehmet Efendi veya onun oğlu Mehmet Habip efendidir.
Bu konu müftülerin,  alimlerin ve vaazların gözünden kaçmış olacak ki yıllarca bize birinci şekliyle anlattılar.  Böylece anlatılan hikayede olsa hikayenin kahramanları 4. Murat ile, muhtemelen Mehmet Habip Efendidir. Bu iki alim zat Erzurum İlim tarihinde önemli iz bırakmışlar, Şeyhler Camisi ve Şeyhler Medresesi bu zatlar tarafından yaptırılmış ve medrese ve cami günümüze kadar gelmiş anıtsal eserlerdir.
İkinci bir olay 1877-1878 Osmanlı- Rus harbinde Rus işgalini Sabah ezanlarıyla halka duyurup,  Erzurumlunun yediden yetmişe Askerin imdadına koştuğu Azizye destanına sebep olan  müezzindir.  Yıllarca Ayaz Paşa Camiinden Ezan okuyup halkı Tabyalara yönlendiren müezzinin Osman Bedrettin olduğu anlatıldı.  Halbuki kayıtlarda Osman Bedrettin Kars kalesinde görevli olup Ayaz Paşa Camiinde müezzin olması muhaldir. İşte bu konuda araştırma yapan Erol Kürkçüoğlu hocanın çalışmasıyla işin doğrusu ortaya çıkarılmış ve Ezanı okuyan zatın Ayaz Paşa Müezzini Abdullah Efendi olduğu anlaşılmış ve Abdullah Efendinin kabri de cami haziresinde bulunmaktadır.
Üçüncü bir olayda Murat Paşa Camisiyle ilgilidir. Ne yazık ki yıllarca Erzurum üzerine yazılan yazılarda bu camimizin Kuyucu Murat Paşa tarafından yaptırıldığı kayıtlara geçirilmiş olup toplum tarafından böyle algılanmıştır. Halbuki bu dönemde Erzurum'da bulunan Murat Paşa adındaki zat camiyi yaptırmıştır.  Henüz Kuyucu Murat Paşa Erzurum'da değildir.
Dördüncü yanlış da Hasani Basri Hz'leri ile Rabia Hatun benzetmesidir. Gerçek Hasani Basri ve Rabiatül Adviye Abbasiler zamanında Basra Bağdat bölgesinde yaşamışlar ve o topraklarda vefat etmişlerdir.  Erzurum'da bulunan Hasani Basri ve Rabia Hatun farklı isimler olup Erzurum'da 14.  yüzyılda yaşamışlardır.  Halkın bildiği ve özellikle eskiden vaazlarda anlatılan bu yanlışı da düzeltmek zorundayız. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.