Futbol maçlarında beni en çok heyecanlandıran cümledir, taraftarın “Erzurumlu olunmaz ki, Erzurumlu doğulur” mısraları…
Evet!... Ben Erzurumluyum, bugün benim gurur günüm… Çünkü bugün 12 Mart…. Tam da bundan 98 yıl önce işte bugün, atalarım esareti kabul etmeyerek sürdü, düşmanı bu şehirden… Atalarımın düşmandan kurtardığı bu şehirde dünyaya gelmenin onuru ve şerefini yaşıyorum. Belki futbol terimi ile en sevdiğim rakam 10 numara olabilir, ama ben 25 numara aşığıyım…
Erzurum coğrafik bakımdan zor bir kent, kışı çetindir Erzurum’un… Karı, buzu, ayazı çarpar insanı… Ancak biz hiçbir zaman şikayetçi olmadık, Erzurum’dan… Çünkü biz Erzurumluyuz, Kader bizi burada yaratmış… Alnımıza Allah Erzurumlu yazmış, çok şükür… Yazın tozu, kışın buzu meşhur Erzurum’u hiçbir zaman terk etmedik, kader bundan sonra neyi nasip eder, onu kestirmek çok zor…
Dedim ya!... Biz Erzurumluyuz, Erzurum’un karı, buzu, soğuğuna rağmen bu şehrin aşığı olmuşuz biz… Mavi-beyaz rengine, çift başlı kartalının aşkını tutulmuşuz biz… Biz Ahmet’in Mehmet’in, Ali’nin Veli’nin sözü ile Erzurumlu olmadık ya da Erzurum’u sevmedik, biz doğuştan Dadaş yaratıldığımız için sevdik Erzurum’u…Yaş olarak belirli bir seviyeye ulaşmamıza rağmen, gittiğimiz başka bir yerde üç, beş gün kalıp, Erzurum’a döndüğümüzde çok farklı duygular hissederiz, çünkü biz Erzurumluyuz… Ellerin yeşilliklerle dolu alanları, ağaçları, denizleri gölleri var, bizim yok, ama biz bundan şikayetçi olmadık. Bizim derdimiz Erzurum’a yapılması gerekenlerin yapılmaması… Erzurum fevkalade ağaçlandırılabilir. Yeşil alanları çoğaltılabilir. Yolları güzel olabilir, mimarisi süper olabilir, bizim derdimiz ve isteğimiz bu olmuştur hepsi o kadar.
Evet!...Biz Erzurumluyuz, bugün bizim gurur günümüz düşman işgalinden kurtuluşumuzun 98. Yıldönümünü kutluyoruz. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın, Şükrü Paşa’nın Kazım Karabekir’in Nene Hatun’un, Kara Fatma’nın ve daha nice kahraman Dadaşların torunu olmanın gururu ve şerefini yaşıyorum.
Evet!... Erzurumlu olunmaz ki, Erzurumlu doğulur. Bunu Erzurumlu olmayanlar bilemez… Kurtuluş günün kutlu olsun Aziz Erzurum….
***
Erzurum’la ilgili düşüncelerimi aktardıktan sonra geçiyorum BB Erzurumspor’a… Dün deplasmanda Nilüferspor ile karşılaşan Dadaşlar, rakibi ile 1-1 berabere kalarak sahada altın değerinde iki puanı kaybetti. Bir takım göz göre-göre beraberliğe razı olur mu? Bunu dün Nilüfer Stadı’nda maçı naklen yayınlan televizyon kanalının ekranlarında gördük… Ertan Koç’un erken gelen golü ile skor avantajını eline geçiren Dadaşlar, maalesef skor üstünlüğünü 90 dakikanın sonuna kadar koruyamadı. Kırıkhan maçının ikinci devresinde üst klasman takımı gibi oynayan BB Erzurumspor, maalesef Bursa deplasmanında amatör küme takımından daha vasat bir görüntü sergiledi. Futbolcuların acemice hareketleri ve panik halleri gözlerden kaçmadı.
Üç pas yapamayan Mavi-beyazlılar, rakibin oyununa alet oldu. Nilüfer, BB Erzurumspor’a top oynatmazken, kendi de top oynamadı. Kısır çekişme içerisinde geçen maçta bizler ekran başında, seyirciler de Nilüfer Stadı’nda uyuduk adeta… Bursa Nilüfer de, uyuttuğu Erzurum’dan 1 puan almayı başardı, Celal Hanalp’ın 66’da attığı golle…
Sonuç ne olur bilemem, şampiyon olur muyuz olmaz mıyız, bunu Allah bilir?... Ama orta da bir gerçek de var ki, çok büyük avantaj yitirdik, çok… Kaptan Mehmet Albayrak’ın sarı kart cezası nedeniyle oynamadığı Nilüfer maçında onu çok aradık… Mehmet’in yokluğunda ne kafa toplarını alabildik, ne de yeterince gol pozisyonuna girecek, hamleler yapabildik.
Çünkü, Tire, Zonguldak’da adeta 6 puan değerinde bir maç kazandı. Kızılcabölük, evinde net bir skorla kazanıp, zirveye kondu. Bu saatten sonra ligi şampiyon bitirme konusunda Erzurum’un işi gerçekten zor.
Bir de önümüzdeki hafta bay bekleyeceğimizi göz önüne alırsak, rakiplerin kazanabilecekleri üç puan karşısında zirvenin uzağında kalabiliriz. Ligde artık sonlara doğru yaklaştığımız ortamda Erzurum için yeni bir travma olabilir. Bizden hatırlatması…