Psikolog bir bayan insanlara kişisel gelişim sosuna batırılmış öğütler veriyor; “size istemediğiniz bir şekilde konuşulduğunda bırakın, ayrılın, silin gitsin” diyor! Bunları söylerken de gayet sinirli, bağıran ve affetmeyen bir yüz ifadesine bürünüyor.

Bir başka psikolog; “bu nasıl evlilikler diyor, gelirler ayrı, tatiller ayrı, görüştükleri ayrı, dostları ayrı, yemekler ayrı, yataklar ayrı hatta odalar ayrı” diyerek başka çürümüşlüklere parmak basıyor. Yapıcı tutum sergiliyor ve bozukluğu gözler önüne seriyor.

İstenilmeyen davranışlar; aşağılayıcı şiddet ve hakaret içerirler. Şiddet uygulamak ve insanın insana hakaret, küfür etmesi kabul edilemez, elbette!

Şiddet, hakaret ve küfür elbette birçok ailenin dağılmasına sebep olmuştur. Şiddet uygulayanlar, yakınlarından destek görmeseler, yakınları uyarsa, kınasa veya eleştirseler, tedavi ettirseler; belki şiddet sonlanacak. Ama şiddeti uygulayanlara destek çoğunlukla kendi ailelerinden gelmektedir. Bu vahşiliktir.

Bir münakaşada sil gitsin diyebilmek için okumaya, aydın olmaya, psikolog olmaya gerek olduğunu sanmıyorum, biraz fitne ve orta halli cahil olmak yeter. Bu tür sert görüşler ailelerin dağılma sebeplerinden birisidir.

Eski aile içlerindeki görüş ayrılıklarında eşlerin uyguladıkları tamir kültürü vardı. Birçok ailede küsler, kızgınlıklar, dargınlıklar, çekişmeler tamir edilebilirdi. Birazcık sevgi, birazcık nezaket lazım; o kadar!

Aile içerisine o kadar kirli bilgiler, alt kültür evliliklerinde yaşanan kirli ve kabul edilemez hikâyeler, şiddetler, ihanetler, kirli para hesapları, bağrışmalar en sonunda insanları evlenmekten korkutup kaçırmaya başladı. Evlilikten kaçış, doğru bir yaklaşım değildir. Evlilik; kadın ve erkeğin birbiriyle evlenmesi, normal bir hayat tarzıdır.

İnsanların normal evlilikleri artık istemediklerini, birçok insanın yalnız yaşamayı tercih ettiklerini görüyorum. Veya birçok kadın evliliği zengin olmak için fırsat görüyor; maddi olarak birçok şart sıralıyor. Veya erkeğin şartları var! Kadın veya erkeğin çocukluğunda geçirdiği belki tacizler, aileleri içindeki şiddet de evlenme korkularını artırıyor. Kadının ve erkeğin şartlarının hiç birisi gerçek evlilik düşünenler için değiller.

Birçok kadın veya erkek, ahlak yapısı ile dini değerler, hatta hangi dinde olduğu ile ilgilenmiyor, nasıl bir adamdır, Allah korkusu var mı; suça meyilli mi, mutluluk farkındalığı var mı; ilgilenmiyor. Ve bir kısım insan da bu yaştan sonra evlenip hasta mı bakacağım, diye düşünüyor. Maalesef bir kısım insanlar da daha evlenmeden; boşanırsam nasıl kazançlı çıkarım diye düşünüyorlar.

Eskiden düşünülen huzurevine gider yerleşirim düşüncesi artık sadece para gücü yüksek olanlar için geçerli; artık insanlar gittikçe yalnızlaşıyor ve hayatın son yılları bu yalnızlık ve kendini taşıma yükü giderek artıyor! Paylaşmak bu yükü biraz da olsa hafifletebiliyor.

Aslında evlilik iki medeni insanın hayatı beraber paylaşması, yaşamasıdır. Bu ancak geniş eğitimlerle sağlanabilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.