“Bol olunca ekmekten söz edilir mi? Varlığını fark ettiğimiz zaman o çoktan ihtiyacımız olmuştur”. J. Paul Sartre.
Eğer vatan için gerçek tehditler varsa ve bu tehditler göz ardı ediliyorsa; vatan endişelenme boyutunu geçmiş demektir. Tehlikeler kapıdadır.
Bir kısım insanların hayat standartları yüksek ve konforu yerinde oldukça vatan akıllarına gelmez ve genellikle edebiyatını yaparlar. Oysa kara günler herkes içindir.
Vatan hakkında hep endişeli olmak, paranoya ve kaygı bozukluklarından bağımsız olarak vatan için endişelenmek milliyetçiliktir. Vatan için vurdumduymaz, kriterlere bakmadan kişilere güvenmek, her dediğine şapka çıkarmak, sadece siyasi veya dini liderlerine biat etmek, araştırmadan tek taraflı tek bakış sergileyen basınlardan haber ve yorumlarla karar vermek, vatan için endişelenmeyenlerin işidir. Ve vatan için kaygıları yoktur! Hatta vatan umurlarında değildir.
Ufuk frekansı olan, ufku gören insanlar; hiçbir konuda emin değillerdir! Endişeleri gerçektir, çünkü düşünebilirler, ufuk frekansı olmayan ve düşünemeyen insanlar ise toplumda kalabalıklardır ve her tehlikeye açıktırlar. Bilgi, araştırma, gerçekçilik yerine duydukları hayatlarına yön verecek kadar önemlidir!