“Üniversitemizdeki en alt personelden en üst personele tüm mesai arkadaşlarıyla olan ilişkilerde nezakete, samimiyete dikkat eden, hiç kimsenin gönlünü kırmayan hocamızı kaybetmenin şokunu yaşıyoruz” denilen mesajda şu ifadelere yer verildi; “Üniversiteyi adaletle ve istişareli bir anlayışla yönetmeyi ilke edinen, olay gününün gecesinde bile üniversitemizle ilgili işleri takip eden Saygıdeğer hocamızla ilk dört yıllık ve ardından 8 yıllık stratejik plan hazırlığı yaptığımız bir dönemde, bu acı ayrılığa bir anlam veremiyoruz. Üniversitedeki en küçük problemi bile biran önce çözmek için gecesini gündüzüne katan bir insandı. En alttaki personelin sıkıntılarını bile kendine dert edinir, çözülmesi için bizzat kendisi meselelerle ilgilenirdi. Kapısı herkese açıktı. İnsanları bu kadar çok seven, hizmet verme aşkıyla çalışan, hayata bu kadar bağlı olan hocamızı kaybetmiş olan bizler acımızı ifade etmekte, yaşananlara anlam vermekte zorlanıyoruz. Bizler hem çok değerli bir dostumuzu ve rektörümüzü, öğrencilerimiz çok değerli hocalarını, üniversitemiz ve bilim camiası çok değerli bir bilim adamını, Bayburt kendilerine hizmet aşkıyla gecesini gündüzüne katan bir Bayburt sevdalısını kaybetti. Acımız büyük. Bu süreçte ailesinin ve bizlerin yanında olan, telefonla arayarak, telgraf çekerek acımızı paylaşan herkese teşekkür ediyoruz. Üniversitemizin, ülkemizin başı sağ olsun. Bizler, Bayburt Üniversitesi çalışanları olarak bize emanet bıraktığı hedefleri hocamızın bir vasiyeti olarak kabul ediyor, bu hedefleri gerçekleştirmek için elimizden gelenin en iyisini el birliğiyle yapmaya söz veriyoruz.
Saygıdeğer Rektörümüzle ilgili Ailesinin Erzurum ’da ikamet ettiği bilgisi yanlıştır. Hocamız Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne atandığı günden itibaren Bayburt’ta ikamet etmekte, çocukları Bayburt’ta eğitim görmekteydi. Bizleri hüzne boğan olay öncesinde dinlenmek üzere izne ayrılmış o vesileyle ailesiyle birlikte Erzurum’a gitmişti.
Olayla ilgili olarak ulusal basında yer alan ailevi problemler iddiası da tamamen asılsızdır. Saygıdeğer Hocamız ailesine bağlı, neredeyse iş dışındaki tüm zamanını ailesiyle birlikte geçirmekteydi. Bize yansıyan herhangi bir problemi yoktu. Ailesini ve bizleri hüzne boğan bu olay sonrasında bir de basına yansıyan bu tür iddialar ailesini ve bizleri derinden yaralamakta, acımızın üzerine yeni acılar eklemektedir. Basından ricamız sorumlu gazetecilik anlayışı gereği hocamızın bizlere emaneti olan ailesini üzecek, rencide edecek bu tür haberler yapmamalarıdır.
Üzerinde siyasi baskı olduğu iddiası da tamamen asılsızdır. Saygıdeğer hocamız olay sonrasında böyle bir ifade de bulunmamıştır. Ki kendileri Bayburt’taki her kurum ve kuruluşla karşılıklı nezaket ve istişareye dayalı bir iletişim içerisindeydi.
Bir diğer iddia olan saygıdeğer hocamızın ilaç kullandığı iddiası ile ilgili olarak herhangi bir bilgimiz yok. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuyla ilgili soruşturma başlatılmıştır. Sizler gibi bizler de yaşanan süreci savcılık soruşturmasının ardından öğreneceğiz.
Akademik çalışmaları ile ilgili olarak yapılan iddialar da tamamen kurgudur. Saygıdeğer hocamızın uluslararası dergilerde çıkmış birçok çalışması vardır. Ve bu çalışmalarının herhangi bir gizliliği yoktur. Ki bu çalışmaların bir kısmı bizlerle ve diğer akademisyen arkadaşlarla yapılmış ortak çalışmalardır. Evet, hocamız çok değerli bir bilim adamıydı ve çok önemli çalışmaları vardı. Fakat bu çalışmalar herkesin kullanımına açık çalışmalardı.
Tekrar, bu süreçte ailesinin ve bizlerin yanında olan, telefonla arayarak, telgraf çekerek acımızı paylaşan herkese teşekkür ediyoruz. Üniversitemizin, Atatürk üniversitesinin ve ülkemizin başı sağ olsun.”
Saygıdeğer Rektörümüzle ilgili Ailesinin Erzurum ’da ikamet ettiği bilgisi yanlıştır. Hocamız Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne atandığı günden itibaren Bayburt’ta ikamet etmekte, çocukları Bayburt’ta eğitim görmekteydi. Bizleri hüzne boğan olay öncesinde dinlenmek üzere izne ayrılmış o vesileyle ailesiyle birlikte Erzurum’a gitmişti.
Olayla ilgili olarak ulusal basında yer alan ailevi problemler iddiası da tamamen asılsızdır. Saygıdeğer Hocamız ailesine bağlı, neredeyse iş dışındaki tüm zamanını ailesiyle birlikte geçirmekteydi. Bize yansıyan herhangi bir problemi yoktu. Ailesini ve bizleri hüzne boğan bu olay sonrasında bir de basına yansıyan bu tür iddialar ailesini ve bizleri derinden yaralamakta, acımızın üzerine yeni acılar eklemektedir. Basından ricamız sorumlu gazetecilik anlayışı gereği hocamızın bizlere emaneti olan ailesini üzecek, rencide edecek bu tür haberler yapmamalarıdır.
Üzerinde siyasi baskı olduğu iddiası da tamamen asılsızdır. Saygıdeğer hocamız olay sonrasında böyle bir ifade de bulunmamıştır. Ki kendileri Bayburt’taki her kurum ve kuruluşla karşılıklı nezaket ve istişareye dayalı bir iletişim içerisindeydi.
Bir diğer iddia olan saygıdeğer hocamızın ilaç kullandığı iddiası ile ilgili olarak herhangi bir bilgimiz yok. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuyla ilgili soruşturma başlatılmıştır. Sizler gibi bizler de yaşanan süreci savcılık soruşturmasının ardından öğreneceğiz.
Akademik çalışmaları ile ilgili olarak yapılan iddialar da tamamen kurgudur. Saygıdeğer hocamızın uluslararası dergilerde çıkmış birçok çalışması vardır. Ve bu çalışmalarının herhangi bir gizliliği yoktur. Ki bu çalışmaların bir kısmı bizlerle ve diğer akademisyen arkadaşlarla yapılmış ortak çalışmalardır. Evet, hocamız çok değerli bir bilim adamıydı ve çok önemli çalışmaları vardı. Fakat bu çalışmalar herkesin kullanımına açık çalışmalardı.
Tekrar, bu süreçte ailesinin ve bizlerin yanında olan, telefonla arayarak, telgraf çekerek acımızı paylaşan herkese teşekkür ediyoruz. Üniversitemizin, Atatürk üniversitesinin ve ülkemizin başı sağ olsun.”
Editör
Son Güncelleme: 29.01.2013 09:31