Eriyebilen stentin özelliklerini ve avantajlarını anlatan Gündoğdu, bu sistemin damardaki sorunu tedavi etmede en iyi uygulama olduğu ve eriyebilen stentlerin, metal stentlerden çok daha üstün özellikler taşıdığını bildirdi. Gündoğdu “Metal stenti damara yerleştirdiğimizde bir destek cihazı olarak orada kalıyor. Eriyen stent ise polilaktik asit dediğimiz yağ asidinden üretiliyor. Vücut için bir alerjik reaksiyon yaratmayacak bir malzemedir. Eriyen ve üzeri ilaçla kaplı stenti hastalıklı bölgeye koyuyoruz oraya koyduğumuz andan itibaren belirli bir sürede bu ilaç iyileşme işlemini tamamlatıyor ve hastalıklı bölgede tekrar daralma olmasını önlüyor. Sonrasında stent yağ asidi olduğu için erimeye başlıyor ve eriyerek 2 yılın sonunda tamamen kayboluyor. İki yıl sonra hastaya anjiyo yapıldığında o bölgede stent diye bir şey görmüyorsunuz. Normal metal stentler de 6 ay sonra görevi bitiyor ama orada metal kalıyor, metalin orda durmasının pıhtılaşma gibi sakıncaları var metal olduğu için geç dönemde pıhtılaşma olabiliyor. Stent konan bölgeden geri alınamaz ama eriyen stent de böyle bir durum olmuyor. İşlevini yerine getirdikten sonra kaybolduğu için metal stentte yaşanan riskler yaşanmıyor. Bu sistem yeni bir devrim niteliğinde. Bugün için damardaki sorunu tedavi etmede en iyi cihaz; çünkü probleminizi giderene kadar yardımcı oluyor ve size sorun oluşturmadan kaybolup gidiyor” dedi.
Editör