Engin, Fahri, Serhat, Ertan, Uğur gibi adı sanı duyulmuş ve çoğu Süper Lig tecrübesine sahip isimler gönderilmiş, yerine Eslem, Mustafa, Kemal ve Alişan gibi isler kadroya dahil edilmişti.
Gidenlerin yerine gelenlerin ne yapacağını doğrusu her futbol sever gibi bende merak ediyordum.
Kemal konusunda en ufak bir merakım yoktu, çünkü kendisini Erzurum’a gelmeden önce de nasıl bir futbolcu olduğunu biliyordum.
Dünkü maçta da yanılmadım, yeni gelenlerden gözüme çarpan tek isim Kemal Tokak oldu. Tekniği Fatih Gültekin’i, çabukluğu Dede Çelik’i anımsatan Kemal, daha ilk maçta futbolu ile gözüme girmeyi başardı, hem de Karagümrük maçının 1-0 kaybedilmesine rağmen…
Kemal’in futbolculuğunun yanı sıra gördüğüm ekstra durum, hiperaktif oluşu…
Bir insan saha içinde bu kadar mı hiperaktif olur? Atakta da Kemal vardı, vukuatın içinde de…
Yani rakip kale sahasında yaşanan bir gerginlikte de Kemal Tokak oradaydı, taç çizgisinde cereyan eden olayda da…
Sonuçta Kemal Tokak o kadar çok kart görmeyi istedi ve ısrar etti ki, gına gelen orta hakem Ercan Hellaç’da işte sana sarı kart diyerek, gösterdi kartını Kemal’e…
Futbolu ile göz dolduran Kemal, kart görmeme konusunda da çok dikkatli olmalı, bence…
Diğer transferlerden Eslem ve Mustafa’da ekstra hiçbir şey göremedim.
Belli ki, Yılmaz Vural’la, Tugay Kerimoğlu ve sanatçılarla çok gezen Kulüp Başkanı Av. Ali Demirhan’a, menajerler iyi yutturmuş bu transferleri…
Bakın belki ilk kez gördüğüm bu futbolcuları, belki haksız eleştiriyor olabilirim. Kesinlikle en küçük bir art niyetim yok.
Ama dünkü Eslem’i gördükten sonra, yaklaşık bir yıl kenarda bekletildikten sonra gönderilen Alpcan Arıcı’nın ya da kanımca Erzurum’un en yetenekli çocuklarından biri olan Muhammed Bahadır Gülyurt’a haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Evet!.. Şampiyonluk yolunda makine gibi işleyen takımın dişlilerinden bir iki tanesini sökerek, değiştirirseniz, sonucuna da katlanacaksınız.
Dün, Erzurum beklide 5-6 golle kazanacağı maçı 1-0 kaybetti.
Başta Ersel olmak üzere, Fatih, Murat, Erhan gününde olsaydı, bonkörce o golleri kaçırmasaydı, Erzurum maçı kazanacaktı.
Ancak inanın bana bu mağlubiyet, ders çıkartma adına çok önemli bir yol gösterici olacak Erzurum’a…
Bir kere ağzı ile bir tek kuş tutmadığı kalan Mehmet Albayrak’ın bir maçta olmamasının Dadaşlar adına nasıl bir handikap olduğu ortaya çıktı.
Demek ki, Kulüp Başkanı Ali Demirhan, Mehmet için boşuna, “ O bizim İbrahimoviç’imiz” dememiş!!!...
Evet!...Dünkü maç, hani o meşhur fıkra var ya… “Şimdi desem ki, tren bekliyorum” misali gibi bir şey oldu, kimse inanmayacak.
Evet!...Erzurum şöyle oynadı, böyle yaptı, Ersel’in topu direkten döndü, Murat ve Fatih boş kaleye atamadı, Erhan ıskaladı.
Falan filan…
Bunlar önemli değil kardeşim, bu halk haticeye değil, neticeye bakıyor. Bilmem anlatabildim mi?
Puan almaya gelen takımı önce tribünlere çağırıyorsun, sonrada rakip takımın kalecisini kar topu yağmuruna tutuyorsun, bu mu taraftarlık?
Ne o kardeşim, adam senin gol atman için kaleyi mi açsın?
Sonra o güzel futbolu oynatan, bonkör futbolcuları için saha kenarından ahlar-vahlar çeken Teknik Direktör Ahmet Yıldırım’ı istifaya davet ediyorsun, yemezler…
Kimse provokatörlük yapmasın lütfen!
Not: Hayatını kaybeden Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’a Allah’tan rahmet diliyorum. Türk Spor Kamuoyu’nun başı sağ olsun.