Aslında eğitim ile spor iç içe… İkisi birbirini tamamlayan bir unsur, ama bu konuda roller değişti son dönemlerde...
Hatırlıyorum da, eskiden mesela Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün adı Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü idi… Yani gençler talim terbiye adı altında hem eğitim, hem de spor yapıyordu. Biz de yetişmiştik, Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü dönemine… Hatırladığım kadarı ile ilk futbolcu lisansım bugün de GHSİM Sicil Lisans Şefi olan Ali Sarıbuğday tarafından hazırlanmıştı. Şu anki Büyükşehir Belediye Erzurumspor olan eski adıyla 3 Temmuz Beldespor adına çıkmıştı. Kocaman büyüklükteki lisansımda emekli il müdürü Nihat Gezder’in imzası vardı. Bu vesile ile uzun süredir görüşemediğimiz Nihat ağabeyiyi de anmış oldum.
Sonra ortam değişti, Türkiye gelişti, artık TBMM çatısı altında bir çok ayrı bakanlık var. İlk ve orta öğretim Eğitime Milli Eğitim Bakanlığı’na tabi olarak faaliyetlerini yürütürken, Gençlik Hizmetleri ve Spor ile Kredi Yurtlarda Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini yürütüyor. Önceki gün yeniden Gençlik ve Spor Bakanı olarak 26. dönemdeki AK Parti Hükümeti’nde kabinede yer alan Akif Çağatay Kılıç’a hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz. Tabi ki, İçişleri Bakanı olan Bursa Milletvekili hemşehrimiz Efkan Ala’yı da tebrik ediyoruz. Recep Akdağ’ın da Erzurum Milletvekili olarak kabine de yer alacağını tahmin ediyorduk, ama tahminlerimiz boşa çıktı. Neyse ki; nasip yokmuş!... Yapacak bir şey yok… İnşallah yeni kabinelerde Erzurum’dan yeni bakanımız olur.
Evet!... Yazımın girişinde de belirtmiştim spor ile eğitimin iç içe olduğunu… Ama son yıllarda da maalesef çocuklarımızı yarış atına döndürdüğümüzü bilmeyen yok Türkiye’de… Sınav temposu, stres çocuklarda spor yapacak hal mi bırakıyor ki; spor yapsınlar. Yine de bu yoğun sınav temposu içinde çocuklarını obeziteden uzaklaştırmak ve bilgisayarın başından bir nebzede olsa ayrı tutmak isteyen velilere de kocaman bir alkış gönderiyorum. Mesela Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın TEOG sınav projesini tuttum. Tabi bunda hemşehrimiz olan Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin’in de büyük emeklerinin olduğunu biliyorum, bu sistem en azından çocukların hata yapması sonucunda telafi şansı veriyor. Geçerli bir mazeret karşısında çocuklar yeniden sınava tabi tutulabiliyor. Bu çok önemli bir gelişme… Teşekkürler Bakan Avcı… Teşekkürler Müsteşar Yusuf Tekin…
İnşallah, okullarda Beden Eğitimi Dersi sayısı artacak, çocuklar daha zinde bir şekilde diğer derslerine konsantre olacak. Çünkü eğitim bizim en önemli sorunumuz ve çocuklar da bizim en önemli geleceğimiz…
Evet!...Eğitim demişken hiç Hayati Hoca’ya değinmemek olur mu? Önceki gün Pusula Gazetesi’nin ana manşetini ve 9. Sayfa sayfa manşetini süsleyen ve benim de büyük takdirimi kazanan eğitim haberine değinmek istiyorum. Tam da 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladığımız anlamlı günde, Pusula Gazetesi de örnek bir yayıncılık örneğini göstererek, bir eğitim haberini taşımıştı, manşetine….24 Kasım sabahı karşımda güzel bir gazete sayfası ve güzel bir eğitim haberi vardı. Haberin kahramanı Hayati Doğanay Hoca idi… Futbolculuk dönemimde maçlarımda düdük çalan değerli dostumuz, arkadaşımız Prof. Dr. Serkan Doğanay’ın amcası Hayati Doğanay’ın eğitim için fedakarlığı ve duyarlılığı takdire şayandı. Mesai arkadaşımız Recai Uygur’un imzasını taşıyan haberin önemine binaen süsleyip, son şeklini veren Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Salih Tekin, “Eğitime Hayat Veriyor” başlığını atmıştı. Çok hoşuma gitti, takdirlik haberin kahramanı Hayati Doğanay, Trabzon’un Ortahisar İlçesi Yeşilyurt Mahallesi nüfusuna kayıtlı bir eğitimci… O bir Trabzonlu ama eğitim gönüllüsü… Düşünün ki, emekli ikramiyesi olan 110 bin TL’yi gözünü kırpmadan eğitime harcıyor Hayati Hoca… Yarım asra yakındır Erzurum’da eğitime kendisi adamış bir akademisyen Hayati Hoca… Son hareketi ile gönülleri fetheden Hayati Doğanay , Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın da takdirini kazanıyor ve Hikmet Hoca da, Sayın Doğanay’ın bu jestine, jestle karşılık veriyor. Bilgisayarlarla donatılan dersliğe Hayati Doğanay’ın ismini veriyor. Hayırlı olsun yakışır bu mangal yürekli eğitimciye…
Bizde aslen Trabzonlu olan ama ömrünün yarısını Erzurum’da geçirerek kendini eğitime adayan Hayati Doğanay’a teşekkür ediyoruz. İyi ki, sizin gibi eğitimciler var bu ülkede… Kanımca bu ülkede Hayati Doğanay’ların sayısı arttığında, Türkiye’nin eğitimde sırtı yere gelmez…