Bir insan kendini tanımlayabildiği zaman birey olmuştur dediğimde bunun tersini düşünmek bir takım sıkıntıları beraberinde getirebilir.

Dünyadan hızlı bir şekilde geçip gittiğimiz doğru.

Beni tanıyanlar, beni nasıl tanıyorlar; çok realist olamadığımız için bunu anlamam çok zor. Çünkü beni herkes kendi bilgi, tecrübe, duyguları ve içinde yetiştiği çocukluk ve bütün bir kültürü ile değerlendirecektir. Beni sevenler duygularına bağlı olarak çok değerli birisi olduğum üzerinde yoğunlaşırken, sevmeyenlerim için ise tam bir baş belası olarak tanımlanacağım.

Tam olarak baş belası olanlar var elbette; şiddet uygulayanlar, şiddet gösterenlere taraf olanlar, başkalarının hayatına değer vermeyenler, kendi hayatını başkalarının hayatlarından çok değerli ve ödüllere layık görenler, başkalarına ait olanlara zimmet yapanlar ve adalete burun kıvıranlardır.

Bu dünyadan milyarlarca insanlar gelip geçtiler.

Biz insanlar da hayvanlar gibi ne ırkımıza, boyumuza ne rengimize ne de nerede doğacağımıza karar verme şansımız yok. Ama nasıl bir insan olacağımız konusundaki tercihlerimiz bizi iyilikler ve kötülükler dünyasında bir yere monte edecektir.

Burada kendime anlatma ihtiyacı duyduğum bir konu muhakkak ki dünyaya hızla gelip hızla geçen bir insan seli arasında olduğum ve arkada bıraktığım hatıralarla nasıl bir insan olarak gelip geçtiğim konusudur. Yakabildiğim bir iyilik meşalesi var mı; yoksa hayatımı adaletsiz ve malayani işler için mi harcadım sorusuna cevap vermem hem çok kolay hem çok zor. Zor olan cevaplar beni üzecektir çünkü etrafımdaki insanlar da yaptıklarım için üzülmüşlerdir.

Fanatikliğim iyilik yapmak üzerine kurulu ise bunun ölçüsü de yine kendime ve çevreme zarar vermemekle güzeldir. Malayanilik ise fanatikliğim, futbol takımı tutmak, bir insana kul köle olmak, makam veya para ise bomboş sonsuza giden paralel çizgi gibi!

Düşüncenin Hintlide farz olması önce kişinin kendi iyi veya kötü olması kararı ve dünyaya iyi ve kötü insanların bıraktıkları ya çiçekli bezemelerle yapılmış bir resim ya da kapkara çizgilerin siyah beyaz ve korkulu gölgeliklerle işlenmiş yara bere içinde bir fotoğraf.

Hayatımıza biz karar vermek zorundayız. Hangi resimlerin içinde yer almak istiyorsak öyle olmalıyız.

Hayat bir sorumluluktur! Bu sorumluluk nasıl bir insan olmak ve insan olmanın gereklerini yerine getirmekle ya da kara eğitimli insanlara onları beyazlaştıracak öneriler sunmakla başlar!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.