Köyün birinde yiğit, delikanlı bir insanla şeytan arkadaş olmuşlar. Birbirlerinden saklıları gizlileri yokmuş. Yapacakları işleri aralarında konuşurmuş ve bir birlerini haberdar ederlermiş.
Günün birinde delikanlı evlenmeye karar vermiş. Gün gelmiş, çatmış. Köyde düğün dernek kurulmaya başlamış ve delikanlının düğünü yapılacakmış.
Düğün öncesinde şeytanla delikanlı bir araya gelip sohbet ettikten sonra:
Delikanlı; "bak sakın benim düğünüme gelme" demiş.
Şeytan ; "olur nasıl istersen" der ve gider.
Düğün başlamış davul çalınmakta, klarnet sesi köy semalarında yankılanırken insanlar keyfle düğüne iştirak ederlermiş.
Şeytan boş durumu? Köyün yakınında iki genci görür. İhtiyar bir adam suretinde gençlerin yanına gider. Hoş beşten sonra gençlere bir soru sorar.
Gençler bana hele söyleyin: "Beyaz karganın beyaz kısmımı? Yoksa siyah kısmımı ? daha büyüktür...!
Gençler aralarında başlarlar tartışmaya....!
Beyaz büyüktür...!
Yok siyah kısım büyüktür..!
Epey tartışırlar, lakin bir sonuca varmazlar.
Şeytan araya girer ve derki: "tartışacağınıza gidin köye. köydeki düğünde bu soruyu sorun" deyip oradan uzaklaşmış.
Gençlerin aklına yatan bu fikir sonucu hemen düğün yerine gider ve beyaz karganın siyah mı? Beyaz kısmının mı? çık olduğu soruyu sorarlar.
Düğün yerinde birden beya çok. Yok siyah çok tartışması çıkar. Bağırmalar, çağırmalar, düğünün tadını, tuzunu kaçırır.
Kavga çıkmadan düğün dağılır... İnsanlar birbirinden küser....
Birkaç gün sonra delikanlı ile şeytan yeniden buluşurlar.
Şeytan kıs kıs gülmektedir.
Delikanlı düğününün berbat olmasını sağlayan şeytana kızgındır.
Delikanlı "yaptın yapacağını. Düğünümü berbat ettin" demiş.
Şeytan sakince. Eeeee... Ne bekliyordun ben şeytanım görevimi yaptım demiş.
Evet hikaye bu. Burada derin bir felsefik anlayış, duygusal seziş, aklı kullanmanın gerekli olduğu, deneysel analizin gerekliliği sonucuna ulaşılabilir. Ayrıca "size bir haber getirdiklerinde haberi araştırın, sorun soruşturun yoksa zulmedenlerden olursunuz" ilahi mesajının sonuçlarına katlanırsınız.