Çelişkilerimiz, hayatımızda kaçınılmaz büyük risk içeren kasislerdir. Bilgimiz, kültürümüz, genel bilgi ve genel ahlak doğrultusunda kesinleşmiş doğruları hayatımıza geçirmediğimiz sürece; bilgi işimize yaramayacaktır. Bilgi bizi bir yere taşımayacaktır.
Ekonominin kuralları devlet, devletler, vatandaşlar için bellidir. Üret /çalış, kazan, bütçeni yap, giderlerini kontrol et, giderlerin gelirlerini aşmasın, israftan mutlaka kaçın, arta kalanı yatırım yap, büyü yâda yarınlara güvenli ulaşmaya çalış! (Bence altın kural)
Büyük ekonomi düşünürü Adam Smith (1723-1790) üretimin arttığı durumlarda ücret artışının ve hayat standardının yükselebileceğini söylemiştir. Bugün gelişmiş diye tanımlanan ülkeler Adam Smith’in bu bilgisini kullanmışlardır.
Adam Smith’i çok iyi bilen, tanıyanlar değil; fikirlerini hayata geçiren ülkeler gelişmişlerdir.
Ekonomist düşünür Ricardo ve Karl Marks da; nüfus baskısının ücretlerin geçim seviyesinin üzerine çıkmasını engelleyeceği konusunda düşünmüşlerdir. Michael H. Hart’a göre Adam Smith haklı çıkmıştır. Gelişen ülkeler üretim yapmayı seçmişlerdir.
Üretimde kaliteyi yakalamak rekabette büyük avantajlara her zaman sahip olur.
Bugün hayatımıza giren marka ürünler bize markasız ürünlerden daha kaliteli olduklarını düşündürdükleri için bütçemizden daha büyük paylar alabilmektedirler.
O halde gelişmek ve hayatımıza daha çok konfor katabilmenin yolu üretmekten ve daha kaliteli üretmekten geçmektedir.
Üretebilmek somut, reel, sonuç odaklı bir eylemdir. Her ülke vatandaşına ilköğretimden başlayarak üretim ve üretmenin hayata katkısı konusunda doğru bilgiler vermelidir. Ve insanlar üretim konusunda bilinçlendirilmelidir.
İnsanlar üretime teşvik amaçlı bilgilendirilmeli ve yüksek dereceden de motive edilmelidirler.
Hemen her yazımda sorumluluk, bilgi, okumak gibi çok önemli gördüğüm eylemlerden söz ediyorum.
Bilgi hayata geçmedikten sonra bilginin bir değer taşımayacağı açıktır.
Hayata hep siyaset, din ve duygusal yönlerden bakan, bunları tartışan toplumlara hayatın gerçeğinin ekonomi olduğunu anlatacak insanların yetiştirilmesi çok önemlidir. Belki de emperyalist ülkeler geri bırakmak istedikleri ülkelerin ağızlarına böyle sakızlar atıp çiğneterek uyutuyorlardır.
Ekonomi üretmekle düzelir, ülkeler üreterek yükselirler. Ülkeler üreterek yarınlarında söz ve güç sahibi olurlar; başka bir şekil bilmiyorum!
Tevhit kardeşim, " Balık olta atan eli görseydi oltaya takılmazdı." Gönlünüz şen kaleminiz daim olsun dualarımla, Antalya' dan selamlarımla.