Bu iflah olmaz gönül kârda gezer. Vicdan, merhametsiz olursa gönül kendini her gönüle, her makama veya her servete laik görür. Ta beyaz kefen giyene kadar; hep gezer durur.
Kazanmak hep ortak paydamız. İhtiyaçlar çok, saymakla bitmez. Herkesin bütçesi kendisiyle alakalı sıkıntılı veya çok sıkıntılıdır. İhtiyaçlar reel veya abartılı veya israf çizgisindedir.
Bir araca sahiptim, nasıl aldığımı bir ben bir Allah bilir, aradan iki ay geçmeden aracımdan yakınmaya başladım, gözümü bir iki gömlek yukarıdaki araçlara diktim, sonra çıtayı daha yükselttim hala daha hayallerim beni başka bir araba arayışına götürüyor.
Ev için de aynıdır. Bir eviniz vardır, bir türlü sığmazsınız. Bir oda eksik geliyordur, kiraya çıkmak istersiniz düşüncesi altında biz evimizi yenileyelim düşüncesi vardır. Şartlar uygunsa gene sıkıntı yok; zorlarsanız bu hayatın tekrarı yok ki bunu hep unuturuz.
Bazı insanlar kendilerini kendi gerekçeleriyle sıkıntıya sokmayı becerebilirler.
Kimisi hayatını bir türlü borçsuz yaşayamaz. Bir kısım kimseler için borç kaçınılmazdır. Bunlar geliri az, hastası olan, evi olmayan, kirada oturan veya çalışamayacak şekilde engelli insanlar olabilirler. İş beğenmeyenleri, çalışmak istemeyenleri, hayatı başkasının üzerinden geçiştirmeye çalışanları saymıyorum bile!
Kendi hayatını başkaları üzerinden kolaylaştırmak isteği ve harekete geçmek bir bozukluktur, tedavi gerekir.
Dolandırıcılıklar, sahte gıda üretip satmak isteyenler, yaptıkları başta inşaat işleri olmak üzere bütün işlerde tabiri caizse malzemeden çalarak yapmak halkın içinde çürümüş insanların işleridir.
Daha çok kazanmak için insanlara at, eşek, kedi, köpek hatta fare eti yedirmek izah edilebilecek bir durum değildir.
Güncel olarak bizim asla yemeyeceğimiz bir hayvanın etini bize zorla yedirmeye çalışıyorlar. Açıklaması siz kasaba veya markete koyun, sığır eti için para ödüyor, karşılığında eşek veya kedi eti alıyorsunuz; bu olacak bir iş midir? Kabul edilebilecek bir yönü var mıdır?
Devlet de at ve eşek eti konusunda mağdur edilmiştir, askeriyeye satılmıştır.
Bu yüzden devlet denetim sistemini daha güçlü ve hızlı bir biçimde hayata geçirmelidir. Vatandaş bu konuda mağdur edilip, dolandırılmasına devlet el koymalıdır.
Kimyasal gıdalara, kimyasal temizlik malzemelerine, kimyasal diğer tüketim mallarına, GDO’ su, genetiği değiştirilmiş gıdalara razı olduk mu; bence olduk, alıştık; sonuç malum; kanser, şeker hastalığı veya kalp krizi; mühim değil(!).
Bari iğrenç şeyler yemeyelim, devletimi hissetmek istiyorum. Gerçi bu sahtekârlıkları ortaya çıkaran, yakalayan devlettir. Ancak devlet sahtekârların halkın sağlığıyla oynayanlara vereceği ceza rekor olmalı, ibret olmalı, caydırıcı olmalıdır.
