Din adamlarına itimat etmem için sözlerinin Kuran’da olmasına özen gösteriyorum. Bu kadar kirli bir dünyada ilkem kabul etmeden önce düşünmek, araştırmak olduğu için de kandırılma ihtimalim oldukça düşük diye düşünüyorum.
Sıklıkla göze çarpan sarıklı, cübbeli, işlemeli cübbeli, renkli gözlüklü ellerinde asa ile her işin başında kendilerine yer ve saygı bulabilen bir ruhban sınıfı oluşmaya başladı. Oluşan ruhban sınıfını tanımıyorum, çünkü İslam’da ruhban sınıfı yoktur.
Bu haftaki Cuma hutbesindeki bir cümle oldukça dikkatimi çekti.
Allah’ın kulları üzerindeki haklarını söyleyen hoca sonra kulların Allah üzerindeki hakları diye bir söz etti.
Birbiri üzerinde haktan söz edebilmek için bir eşitliğin söz konusu olması lazım. Mülkün sahibi Allah’tır, ezel ve ebedin tek otoritesi Allah’tır. Tasarruf hakkı Allah’tadır. Bunları bilerek, bunlara inanarak hiç kimse Allah üzerinde bir hak talep edemez. Allah üzerindeki hakka ashaptan bir delil gösteriyorlar ki buna gösterilen delil aklı olanlar, düşünenler için geçersizdir.
Oysa “Allah’a hiçbir kimse şey denk (eşit) değildir” buyuruyor Allah CC İhlas Suresi 4.
Yüce Allah; “Din âlimleri kılı kırk yayarcasına ortaya koydukları kurallarla, insanların yükümlülüklerini gereksiz yere ağırlaştırmışlardı. Öyle ki dini hükümler zamanla uzmanların bile içinden çıkamayacakları karmaşık sorunlar yumağı haline gelmiş ve buda hem yöneticilerin hem halkın Allah’ın kanunlarından büsbütün uzaklaşarak inkarcı sistemlerin kucağına düşmesine yol açmıştı. Maide 102. Ayet tefsiri (Kısa Açıklamalı Kuran-ı Kerim Meali/ Mahmut Kısa S. 154)
Dinimizi karmaşık hale getirecek her türlü nefisten konuşmalar, kariyer ve meşhur olmak için ince ayrıntılı çıkışlar yapmak, Kuran okuyan insanlara sünneti inkar eden gözüyle bakmak bu dine zarar verir.
Guruplara artık ayırmayın Müslümanları, bütün sıkıntılı durumlar bu yüzdendir. Cemaatçiler, tarikatçılar, falan filen hocacılar; lütfen Kuran’a bakmadan bir şeye inanmayalım.
Tek çaremiz Kuran’da emrolunduğu gibi, düşünerek, aklımızı kullanarak, tefekkür ederek, anlamaya çalışarak Kuran’ı kendi dilimizde okumamızdır.
Allah CC, Kamer Suresi 17- 22- 32. Ayetlerinde aynı emri üç defa tekrarlamıştır; “Andolsun Biz, ayetlerimizi anlayıp öğüt alabilmeniz için kolaylaştırdık, o halde yok mu öğüt alan”!