Erzurum Adliyesinin "şair boyacısı" Ömer Tan, yıllardır boyacılık yaparak adliye personelinin ayakkabılarını, okuduğu şiirlerle de gönüllerini cilalıyor.
Erzurumlu Ömer Tan (50), ortaokul yıllarında başlayan şiir yazma merakını ailesinin geçimini sağlamak için seyyar satıcılık yaptığı dönemde de sürdürdü.
Seyyar satıcılık yaptığı yıllarda 100 gram fıstık alana fotokopi yaptığı şiirlerini dağıtan ve bu davranışıyla çevresinden olumlu tepkiler alan Tan, şiirlerini 27 bin fotokopi yaptırıp vatandaşlara dağıttı.
Tan'ın Atatürk Üniversitesinden bir akademisyenin kendisine verdiği tavsiyelerden cesaret bularak yazdığı "Mürekkep" adlı şiir kitabı 2011 yılında yayımlandı.
Kitabıyla aynı üniversitede edebiyat öğretmenliği bölümü okuyan bir öğrencinin lisans tezine de konu olan Tan, bu süreçte Uluslararası Dadaş Film Festivali'nde halk jüriliği yaparak teşekkür ödülleri aldı.
HEM AYAKKABILARI HEM DE GÖNÜLLERİ CİLALIYOR
Ömer Tan, daha sonra ekonomik sorunları dolayısıyla ayakkabı boyacılığı yapmak için yaptığı başvurunun olumlu cevaplanması üzerine Erzurum Adliyesinde işe başladı. Boya sandığı başında yeni şiirler yazmayı sürdüren Tan'ın "Mürekkep" adlı kitabı üçüncü baskısını yaptı.
Ömer Tan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşamı boyunca kimseden iş istemediğini söyleyerek, ekmeğini kazanma gücüne sahip olduğuna inandığı için boyacılık yapmayı sürdürdüğünü dile getirdi.
Yeni şiirler de yazdığını belirten Tan, "Çünkü basmakalıp sözleri tekrarlamak benim için büyük bir marifet değil. Amacım yaranmak değildir aleme, biçilmez değer katmaktır kaleme. Önemli olan Türk diline yeni bir deyim kazandırmak, zenginleştirmekti. Bunun yanında da okuyucuları şiire sevk etmekti." dedi.
"AMACIM SAYFA KARALAMAK DEĞİL, İNSANLARA BİR ŞEY VERMEK"
Tan, kitabının önceki baskısında mesleğini anlattığını ancak bazı çevrelerin kendisini eleştirdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kitabımın önceki baskısında 'Geçimini ayakkabı boyacılığı yaparak sağlıyor' diye yazmıştım. Bazıları 'Sen kendini acındırıyorsun' dedi. Ben de 'Acındırmıyorum' dedim. Onlara yeteneği olup da cesaret edemeyenlere cesaret vermek için bunu yazdığımı ilettim. Zaten boyacılık yaptığım doğru. Kitapçılara gittiğimiz zaman hep yabancı yazarları görüyoruz. Önemli olan kendi yazarlarımızın o rafları doldurması. Amacım sayfa karalamak değil, insanlara bir şey vermek, kulak tırmalamaktan ziyade ruhlara hitap etmek. Bana saygıdan dolayı ayakkabısını boyatmak istemeyen kişiler olabiliyor. Şimdi biz de açlıktan mı öleceğiz? Saygı diye ayakkabı boyatmıyorsa biz de iş yapamayız, benim işim bu. Herkes işini tam yapacak ki ülkemiz gelişsin."
Neden ayakkabı boyacılığı yaptığı konusunda kendisine sürekli sorular sorulduğunu aktaran Tan, "Ben de onlara hep aynı şeyi söylüyorum. Çünkü ayaklara başlar önem verir. Başları, istediği yere ayaklar götürür. Herkes birbirinin ayağıdır bu ülkede. Cumhurbaşkanı Türkiye'nin ayağı, savcılar, hakimler adaletin ayağı. Ben de hepsinin ayağıyım. Benim yıllarca yüreğimde beslediğim çocuk, bu kitap." değerlendirmesinde bulundu.
Editör