Kuşkusuz son yıllarda ülkenin ve de şehrin gelişmesinde önemli katkıları olan, her birisi alanında değerli isimler okullara veriliyor.

Öteden beri süregelen bu geleneğin devam etmesi kuşkusuz çok kıymetli.

Bu hem toplumsal birlikteliği sağlıyor ve hem de vefa örneği olarak taktire şayan bir davranış olarak tecelli ediyor.

Bu sayede önemli icraatlara adlarını yazdıran, sosyal, kültürel anlamda derin iz bırakan, bir çoğu da vefat eden bu isimlerin yaşatılıyor olması da ayrı bir anlam ve mana arzediyor. 

Peki, özellikle okullarda ismi yeralan şahsiyetler o okul yöneticileri ve de öğrencileri tarafından yeterince tanınıyor, biliniyor mu?

Şahsen ben bu konuda bayağı bir eksikliğimizin olduğunu bilirdim ama sanırım dillendirememiştim.

Bu konuyu ilk defa geçen hafta içinde dillendiren biri oldu.

Yazarlar Birliği Erzurum Şube Başkanı M.Hanifi İspirli’ydi o kişi..

Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’nin bu Ramazan ayında Yakutiye Medresesi’nde gerçekleştirdiği Ramazan sohbetlerinin konuklarından biri de M.Hanifi İspirli oldu.

***

Halen Yakutiye Belediye Başkan yardımcılığını da yürüten İspirli, ünlü yazar-şair Sezai Karakoç’u anlattığı sohbet proğramında, öğrencilerin eğitim ve öğretim gördükleri okullarda okullara ismi verilen şahsiyetleri yeterince tanımadığına vurgu yaptı.

Bu konuda yöneticilerin de eksikliği olduğuna vurgu yapan İspirli, ‘’Mesela Sosyal Bilimler Lisesi’ne adı verilen Nurettin Topçu, Yıldızkent’te hizmet veren Anadolu Lisesinde ismi yaşatılan Mümtaz Turhan’ı öğrenciler tanıyor mu, sanmıyorum’’ dedi.

Aynı şey diğer okullar için de geçerli tabii ki.

İbrahim Hakkı, Nevzat Karabağ, Nafız Kotan, Rıfkı Salim Burçak ile Cevat Dursunoğlu gibi önemli şahsiyetlerin de isim babası olduğu okullarda ki öğrenciler de sanmam ki yeterince bilgi donanımına sahip olsun.

Değer vermek güzeldir.

Neşet Ertaş da bu konuda çok güzel söylemiştir.

İnsan değer verdiği şeylere gözüyle bakar, yüreğiyle taşır.

Bu söz de sorumlulara gelsin.

Bu benim son kararımdır!