Vedat REFAYELİ
Hayvan sevgisini anlarım. Evinde, işyerinde hayvan besleyenler vardır.
Genelde de kedi, köpek, kuş, balık olur bunlar.
Ben genelde küçük köpeklere ayrı bir sempati duyarım.
Hane halkının çok ilgi duymayacağını bildiğimden olsa gerek hiçbirini denemişliğim de olmamıştır.
Ama hep bir papağanım da olsun isterdim.
Terminal Caddesi’nde Hasbihal kafenin işletmecisi Abdullah Kartal’a her uğradığımda da özenmişimdir.
Onun çok sempatik bir papağanı var ve Abdullah ile orada çalışanların herşeyi.
Konuşan, ama öyle böyle değil, oldukça geveze bir papağan.
Merhaba, Günaydın, Hoşça kal, Ne haber?, Bismillah, İyi günler, Nasılsın gibi kelimeleri sıklıkla kullanan papağanın adı da Abidin.
Alakalı olanlar bilir ama ben ilk defa duyuyorum.
Jako cinsi bir papağanmış.
38 yaşında olduğu sanılıyor.
Herkesin ilgi odağı, gören hemen de alışıyor.
Kafede çalışanlar ne yiyorsa o da aynını yiyor.
Fazla bir masrafı yok.
Sadece 6 ayda bir bakıma gidiyor.
Geçen gün ziyarete gittiğimde Abdullah’a, ‘’Sokak kısıtlamasında ne yapıyor Abidin?’’ diye sordum.
‘’O da bizim gibi evde ağabey. Anca beraber kanca beraber’’ dedi.
Kısıtlama olduğunda Abdullah-Özlem çifti ona evde bir aile ferdi gibi bakıyormuş.
Onun dışında da hep kafede.
Dedim ya, çok sempatik.
Bana da bayağı bir alıştı.
Bugün yarın birkaç günlüğüne Abidin’i bizim eve misafirliğe getirmeyi düşünmüyor değilim.
Editör