‘’Türkler bizi istemeyebilir ama oranın (Anadolu) sahibi Türkler değil ki’’ diyor Amerikan Board misyoneri Wbeeler. ‘’Türkiye’yi Hıristiyanlaştırmak için gerekirse 500 sene bekleriz’’ diyen de bir başka misyoner Wbite. 1900’lü yıllarda diplomatik konumda bulunan Erzurum’da misyonerlerin kültür merkezinin bile olduğunu ve onlarca misyonerin bu kentte cirit attığını biliyor muydunuz? Peki ya şimdi..?
1894 yılında Elazığ’da 83, Diyarbakır ve Bitlis’te 22, Erzurum’da ise 24 misyoner okulu vardı. Kadın misyoner yoğunluğunda da Harput ve Erzurum başı çekiyordu. 2019 yılında yapılan araştırmaya göre; ‘’Ülkemizde son on yılda dindar gençlerin oranı yüzde 28’den yüzde 15’e gerilemiş’’. Dünya’da Hıristiyanlık yüzde 31, Müslümanlık yüzde 25, inançsızlık yüzde 15, Hinduizm yüzde 14, Budistlik yüzde 6 ve Yahudilik yüzde 0,2 oranında…
Erzurum’da 2019 yılında, okul önlerinde misyonerlerin faaliyetleri ortaya çıkmıştı. Çocuklara İncil veriliyor ve kitabın üzerine de irtibat için telefon numarası yazıldığına şahit olmuştuk. Parayla ve tatlı dille insanların aklını karıştıran misyonerlerin, hedefi her zaman her yerde öncelikle gençler. Telefondan başını kaldıramayan, şarj cihazıyla yaşayan, internetsiz nefes bile alamayan günümüz gençlerinin, misyonerler için oltada balık olduklarını unutmamak gerek.
Yüzyıllardır devam eden hilal ile haçın mücadelesinde, herkesin uyanık olması, körü körüne batı hayranlığından vazgeçmesi şart. Aile yapısının korunması töre ve adetlerin devam ettirilmesi ve bilinçli din eğitimi kaçınılmaz. Demem o ki çoluğunuza da çocuğunuza da dininize de sahip çıkın. Aksi halde, kaybedeceğiz…
Rahip Samuel Zwemer diyor ki; ‘’Müslümanlara önce Hıristiyan adetlerini, bayramlarını, kültürlerini aşılayalım. Eminiz ki, yüzlerce Müslüman günümüzde İslam inancını kalbinden çıkarmış, Hıristiyanlığa gizlice inanmaya başlamıştır’’.