Mithat bey ile tanışıklığımız, neredeyse kırk yılı buldu.
Erzurum canlı tarihini, her yönüyle örnek alınacak değerli bir meslek büyüğümüzü kaybettik.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Şu siyah beyaz, 60 yıllık tarihi fotoğrafa bakar mısınız?
Sol başta oturan ‘canlı tarih’ Mithat bey, fötr şapkası elinde.
Alman heyetin ziyaret ettiği Erzurum’un kadın kahramanı Nene Hatun.
Turgutcan, bıraktığı kalıcı eserlerle anılarda ve gönüllerde yaşamaya devam edecek.
Erzurum sevdalısı Mithat Turgutcan ile ilgili olarak unutulmayacaklardan bazı anekdotlar derledim:
 
İŞ BANKASI GENEL MÜDÜRÜ, KIZILAY YURDUNDA 1 YIL KALMIŞ
Türkiye İş Bankası ile Dünya Gazetesinin 'İŞ'le buluşmalar' kervanı, 2013 yılının Haziran ayının ilk haftasında Erzurum'daydı.
Polat Renaissance Oteldeki toplantının açılış konuşmasını yapan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Erzurum'la bağını anlatırken gözlerimiz Mithat Turgutcan'a çevrildi.
Bali'nin 1980'lerde Atatürk Üniversitesine bağlı Diş Hekimliği Fakültesinde bir yıl okuduğunu öğreniyoruz.
Adnan Bali, kan görmeye dayanamadığı için ertesi yıl ODTÜ Ekonomi Fakültesini kazanıyor ve Ankara'ya gidiyor.
Erzurum'da okuduğu bir yıl Bali, Kızılay Yurdunda barınıyor.
 
EFKAN ALA DA KIZILAY'IN KONUKLARINDAN
Mithat Bey Erzurum'un önderlerindendir.
Cumhurbaşkanları tarafından ödüllendirilen Turgutcan'ın Kılızay Yurdunda kalanlardan biri de İçişleri eski Bakanı Efkan Ala.
İlköğretimi Oltu İlçesine bağlı Çanakpınar Köyünde tamamlayan Efkan Ala, ortaokul ve liseyi Erzurum İmam Hatip Lisesinde okuyor.
Bakan Ala, orta öğretim döneminde Kızılay'ın yani Mithat Beyin yurtlarında kalıyor.
Yanılmıyorsam Efkan bey, hasta yatağındayken Mithat beyi ziyaret etmişti.
 
EN KÖTÜ GÜNLERDE BİLE YURDA TERÖR GİREMEDİ
Kızılay'ın kız- erkek yurtlarına gelen veliler, çocuğunu hiç tereddüt etmeden Turgutcan'a teslim eder ve gönül rahatlığı ile memleketine döner.
Bir aile reisi gibi Turgutcan, öğrencileri, akşam karanlık çökmeden yurda alır, yemeğini yedirir, ders çalıştırır, yataklarına giderken o da gönül rahatlığı ile uyumak için evinin yolunu tutar.
Allah bir daha o günleri göstermesin 1980 öncesi, 'sağ- sol' çatışmaların yaşandığı, her gün birkaç gencin yaşama veda ettiği bir dönemdi.
Terör her tarafta kasırga gibi esiyordu ama Kızılay Yurduna giremiyordu.
Zaten en küçük bir olaya karışanın Kızılay'da barınmasına olanak yoktu.
Turgutcan o günlerde, kapının önüne sandalyesine atar, öğrencilerini içeri alır, sonra da kapıları kilitlerdi.
 
AZ DAHA DOLANDIRACAKLARDI
2014 yılının yazında Mithat Turgutcan'ı, ulusal bir televizyon kanalında çalıştığını söyleyen bir kadın arar.
Telefondaki kadın, Turgutcan'a "Ben Selma Akpınar. Siz Kızılay Yurdunda barınan öğrencilere son kullanım tarihi geçmiş yiyecekler yediriyormuşsunuz. Gıda maddeleri stoklarınızın olduğu yerde fareler cirit atıyormuş. Elimizde böyle görüntüler var, haber yapacağız" der.
Mithat Bey, gazetecilik mesleğinin en kıdemlilerinden biri.
Yerel gazete çıkardı, Gazeteciler Cemiyetini kurduğumuz dönemde bize başkanlık yaptı.
Bu yüzden neyin haber olup olmayacağını çok iyi bilir.
Duayen gazeteci, telefondaki kadına sinirlenir ve aralarında şu konuşma geçer:
- Kızım, o görüntülerin bize ait olduğunu nasıl ispatlayacaksın?
- Deponuzda zamanı geçmiş gıda maddesi yok mu?
- Var ama biz bir yıldan bu yana o gıdaları bozuk olabileceği için kullanmıyoruz.
- Peki öğrencilere yemek vermiyor musunuz?
- Veriyoruz. Dışarıdan yemek satın alıyoruz. O gıdalarla ilgili tutanak ve yemek alımı ile ilgili sözleşmeyi gelirseniz size gösteririz.
 
SELMA'YA "TU SANA" DEDİ
Selma Akpınar, Mithat Bey ile konuşması sırasında şöyle der:
- Ben zaten sizi tanıyorum. Önümüzdeki Cuma günü gelip sizinle görüşeceğim ve daha sonra haberi yayınlayacağım.
Gün gelir çatar ama 'Selma Hanım', verdiği telefon numaralarına bile çıkmaz.
İsmini verdiği televizyon kanalı aranır ama o isimde bir muhabirlerinin olmadığı söylenir.
İşte o zaman Mithat Bey, 'işletildiğini' anlar ve 'tu sana' diye tepkisini gösterir.
 
BASININ BİR BÖLÜMÜNDEN RAHATSIZDI
Mithat Turgutcan'a  Türkiye Büyük Millet Meclisi 2008'de üstün hizmet ödülü verildi.
Vali Ahmet Altıparmak da 2013 yılı Cumhuriyet Bayramında Turgutcan'ı 'onur' ödülüne layık gördü.
Ömrünü Kızılay'a adayan ve her şeyini kuruma bağışlayan Turgutcan'ı 2014'ün Mayıs ayında sözde bazı gazeteciler  rahatsız eder:
- Etler niye falanın soğuk hava deposunda, Kızılay iş hanının ikinci katını kime, niye ucuza verdiniz?
Avukatı aracılığı ile önce açıklama yapıyor Mithat Bey, ardından şu satırları kaleme alıyor:
"Basının imajını zedeleyenlere, şantajcıya, yalana, mesleğini para ile satanlara fırsat vermeyin.
Verenlere de en azından 'tu size' deyin." 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.