Emperyalistlerin ve işbirlikçi bazı Arap ülkelerinin verdiği destek sonucu darbeyle başa gelen Sisi, dünyanın sessizliği karşısında gün geçtikçe gücüne güç katarak, masum Müslümanları acımasızca katletmeye devam ediyor.
Bugüne kadar, dünyaya karşı sözde yargılamalarla, birçok masum insanın katledildiği Mısır'da, ağır işkenceler ve kafesler içinde, ellerinde savunma hakları olmayan insanlar için, kurgudan ibaret mahkemeler idam kararı vermeye devam ediyor.
BM'nin, idamlar durdurulsun diye yaptığı çağrılar, hükümsüz...
Sisi'nin işbirlikçileri, yaşanan vahşeti, '' terörle mücadele '' şeklinde yorumlayarak, tüm yaşananları meşrulaştırmak için destek vermeye devam ediyor.
Bugün, tüm İslam dünyasında benzer saldırılar söz konusu...
Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Yemen'de, Filistin'de, katliamlar, sürgünler, açlık, işkence, tecavüz, her geçen gün artarak devam ediyor.
Her geçen gün, insanlık biraz daha ölüyor...
İslam dünyasında, kan, katliam ve idam hüküm sürüyor.
Bir tarafta emperyalizm ve işbirlikçileri, diğer tarafta ezilen sömürülen, yok edilmeye çalışılan kitleler...
Sözde; demokrasi, insan hakları ve özgürlük savunucuları, İslam dünyasını kana bulayanlarla aynı taraftalar...
Halkın büyük desteğini alarak, demokratik seçimlerle başa gelenler, '' diktatör '' olarak değerlendirilirken, darbeyle başa gelenler, '' demokrasi kahramanı '' ilan ediliyor.
İslam dünyasının sessizliği, kendisini yok etmeye çalışanların gücünü perçinlemekte, cesaretini artırmaktadır.
İslam toplumlarının, yeniden diriliş ve uyanış için dayanışma içinde olması şarttır.
Tüm İslam aleminin, güçlerini birleştirerek, ortak siyasal bir dil oluşturup, tüm dünyaya sesini duyurması şarttır.
Sadece, tüm dünyaya afişe olmuş, olaylar ve görüntüler sonrası, geçici tepkiler göstermekle sonuca varılamayacağı açıktır.
Bu yaranın, sürekli açık tutulduğu, iyileştirmek adına yapılan girişimlerin sonuç vermediği görmezden gelinip, kalıcı çözüm yolları inşa edilmediği sürece; seyirci kalacağımız tek sahne vardır.
Annelerin idam edilecek evlatlarına seslenişleri, idam edilen evlatlarının cansız bedenlerine sarılışları, kimsesizlikleri, çaresizlikleri...
Acı ve öfke dolu gözyaşları...
Tüm dünyaya karşı, o vakur duruşlar...
Sonrası...
İçimizden dua dua yükselen, tüm dünyanın sağır olduğu sessiz çığlıklar...