Osmanlı kuruluşundan 1530'lara kadar genişliyor, adalet dağıtıyor, tebaasının mesut yaşatmaya çalışıyordu.
Her sosyal olayda olduğu gibi Osmanlı yükselirken çöküşünün emarelerini de üzerinde taşıyordu.
Bunlardan biride devlet adamlarının hal, tavır ve davranışları ile dünyevi tamah ve bitmeyen istekleriydi.
İşte bunlara örnek olabilecek bir sadrazam bir veziri azam olan "Bitli Rüstem" lakaplı Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı, Mihrimah Sultanın kocası Hırvat asıllı devşireme Rüstem Paşaydı.
Osmanlı'da belki de ilk rüşvet alan, hatta devlet yönetimine rüşveti sokanların başı sayılabilirdi.
Çok ama çok zengindi. 1560 yılında öldüğünde geriye devasa bir servet bırakmıştı. Bu servetin bir bölümü şunlardı:
5000 El yazması kitap,
8000 yazma Kur'an,
130 Murassa(Mücevherli) Kur'an,
1700 köle,
780.000 Duka Altı(1965 rayicine göre 428 milyon tl, yaklaşık 40 milyon dolar),
100 milyon akçe değerinde külçe gümüş ve gümüş para(1965 rayicine göre 1,2 milyar Tl. Yaklaşık 120 Milyon Dolar),
1160 Deve,
2900 Binek at,
130 Çift altın özengi,
1100 Altın üsküf(Börk gibi başa giyilen başlık),
500 Murassa(mücevherli) altın eğer,
600 Gümüş eğer,
5000 Hıl'at( Çok değerli kumaş ve kürklerden yapılmış kaftan)
80.000 Parça tülbent,
2000 Zırh,
1500 Gümüş tulga(miğfeer)
1000 Gümüş şeşber(Topuz),
860 Murassa(Mücevherli) kılıç,
1000 Çiftlik (imparatorluğun her yanında)
466 Değirmen,
33 Değerli taş(Elmas).........................
Bütün bunlardan başka taşınır ve taşınmaz varlıklara sahip olmuştu. 12 yıl veziriazamlık yapan Rüstem Paşa'nın Erzurum'da "Rüstem Paşa Çarşısı" diğer adıyla "Taş Han" bu şahsa aitti.
Kaynak: Ziya Uygur, Osmanlı Devletinde Enflasyon ve Toplumsal Düzene Etkileri, İstanbul, 1998, S. 55.