Hayat çok zor; gerçekten. Ne kadar farkındayız; bilebilmek de bir o kadar zor!
Hayatın en zor yanı eminim ki insanların son zamanları!
Çünkü her hastanın bakmakla Allah tarafından emrolunduğu hastaya bakışı, ilgilenmesi, fedakârlık etmesi bir olmuyor!
Yabancı literatürlerde bakım hastalarının tedavisi ve genel ihtiyacı olan su ve beslenme kesildiğinde ölmesinin hastanın kurtuluşu olarak düşünülüyor. Bunun adına pasif ötenazi deniyor. Bu bence hastadan ziyade sahiplerinin, yakınlarının kurtulması gibi bir şey! Ve dinimizde pasif ötenazinin helal olduğunu kimse söyleyemez, bana göre cinayettir.
Kimi hizmetçi, kimisi kurnaz, kimisi kendini akıllı sanıyor, kimi dünya telaşesinde! Kimi bu arada ahreti, kimisi dünyayı kazanmak istiyor.
Sorumluluklar aynı şekilde algılanamıyor.
İnsanlarda doğal olarak sorumluluk ve merhamet duyguları da farklı.
Bir şekilde yatalak olan insanlarımıza genelde tıp kapılarını kapatırken; güneş ışığı değerinde bir damla berrak su değerinde olan palyatif bakım merkezleri yüzünüze gülüyor, susuzluğunuzu gideriyor; elini size ve hastanıza uzatıyor!
Yatalak olmayan veya yatalak hasta sahibi olmayan okurlarıma bu yazı hitap etmeyebilir! Palyatif bakım ünite bilgisi genel olarak herkese lazımdır ve eğer fücceten gitmezsek, bir gün mutlaka herkese lazım olabilecektir.
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ayağınız düşerse (ki düşmese de özel olarak gidip şöyle bir göz atmak lazım)
Eksi ikinci katta bir “Palyatif Bakım Ünitesi” açılmış!
Tıp dallarının; “Artık hastanızı evine götürün, hastaya yapacak bir şey yok” dedikleri zaman başvurabileceğiniz tek adres; Palyatif Bakım Ünitesi.
Palyatif bakımın kelime anlamı; destek tedavisi demek!
Hastalarınızı palyatif bakım ünitelerine götürdüğünüzde kan değerlerine göre eksikler yerlerine konuluyor, diğer tıp anabilim dallarından konsültasyonlar isteniyor, serumla, ilaçla, fizyoterapist ve psikologla yaşama tutunması için destekler veriliyor.
Hastanın acısı, sancısı, ağrısı veya başka şikayetleri giderilmeye çalışılıyor! Mevcut veya eklenen hastalıkları, dekübit ülserleri büyük bir özveriyle ( = yatmaya bağlı gelişen halk ağzında: yatak yarası) tedavi edilmeye çalışılıyor!
Son dönemde rahat bir nefes alabilmesine yardımcı olunuyor!
Ben ilk defa Konya’da Beyhekim Devlet Hastanesi’nde Palyatif bakım ünitesiyle tanıştım. Sorumlu doktorun branşı göğüs hastalıkları uzmanıydı.
Erzurum’da ise Geriatri (=yaşlı hasta) uzmanı Sayın Pınar Tosun Taşar, dahiliye üst ihtisas yapan dahiliye uzmanları Dr. Özge ve Dr. Filiz hanımlar, dahiliye asistanları, Dr. Sait Bey; pratisyen hekimleri, hemşireleri, hizmet personeliyle gerçekten üstün bir gayretle hizmet veriyorlar! Psikolog Esra Hanım içeri güler yüzüyle bir girişi var; hastalar anlamasalar da refakatçiler önemli bir psikolojik destek alıyorlar.
Bütün hasta veya yakınlarının telefonunu kaydeden ve hepsiyle ayrı ayrı ilgilenen, istediğiniz saatte ulaşabilecek bir çalışma azmi ve disiplinine sahip bir Doktor; Pınar Hanım!
Palyatif bakım üniteleri henüz vatandaş tarafından tam bilinmiyor. Sadece giden hasta ve yakınları kıymetini biliyor!
O kadar çok hasta var ki; sıraya giriyorsunuz ve daha hastanın birisinin taburcu işlemleri yapılırken diğeri beklemek zorunda kalıyor!
Palyatif bakım ünitelerinin, hasta kapasitelerinin artması; son döneminde olan atalarımız, kardeşlerimiz için yapabileceğimiz belki de son ve en büyük yatırımdır. Çünkü yüzde doksanının aklı başında yok; bunların hemen hepsi tam bakım hastası.
Palyatif bakım ünitesi açılacaksa; Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki gibi olmalıdır.
son derece önemli bir yazı,elinize sağlık tevhit bey,belki de çok insanımızın haberi bile yok bu üniteden.bu arada hastanıza acil şifalar dilerim.