“Akademisyenlere yönelik yayımladığı "kılık kıyafet yazısı" ile gündeme gelen İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli, öğretim elemanlarının öğrencilerine örnek olması gerektiğini savunarak, "Kılık kıyafet yönetmeliğini hatırlattım. Tayt ya da mini etekle üniversiteye gelinmez. ABD ve İngiltere’de hukuk fakültelerinde öğrenciler bile tayyör ve takım elbise giyer" dedi.
Habertürk gazetesine yaptığı açıklamada, "Akademisyen öğrenciyle birlikte, ona örnek olmalı. Ayrıca avukat, hâkim nasıl cübbe giyiyorsa işi gereği, akademisyen de kıyafetine dikkat edecek. Bu hiçbir zaman yaşam biçimine müdahale ya da kişisel hakları kısıtlamak değildir. Özgürlüklerle bunun hiç ilgisi yok" diyen İzmirli, tepkiler için ise, "Bunu söyleyenler duruşlarını hep değiştirdi. Ama benim duruşum dün de bugün de aynıdır. Yönetmelik kadın ve erkeklerin nasıl giyineceğini düzenliyor" ifadelerini kullandı.”
Habertürk gazetesine yaptığı açıklamada, "Akademisyen öğrenciyle birlikte, ona örnek olmalı. Ayrıca avukat, hâkim nasıl cübbe giyiyorsa işi gereği, akademisyen de kıyafetine dikkat edecek. Bu hiçbir zaman yaşam biçimine müdahale ya da kişisel hakları kısıtlamak değildir. Özgürlüklerle bunun hiç ilgisi yok" diyen İzmirli, tepkiler için ise, "Bunu söyleyenler duruşlarını hep değiştirdi. Ama benim duruşum dün de bugün de aynıdır. Yönetmelik kadın ve erkeklerin nasıl giyineceğini düzenliyor" ifadelerini kullandı.”
Haber, Cumhuriyet Gazetesi’nden alınmıştır.
Prof. Dr. Yadigâr İzmirli’nin, okul yönetmenliğindeki kadın ve erkeklerin giyinmesi gerektiği kılık kıyafeti hatırlatınca bir anda haber oldu. Gündeme taşındı! Arkasından eleştiri odağı yapıldı.
İsteyen istediği gibi giyinir sözü dışarıdaki hayatımız için geçerli olabilir. Kimse kimsenin giyim kuşamı hakkında baskı yapmamalıdır. İnsanlar, kendi inancına göre başkasını açma veya kapatma hakkına sahip olmamalıdır.
Mutlaka açıklık konusunda bir ölçü, bir sınır vardır ve olmalıdır.
Resmi bir kurumda çalışıyorsanız, resmi kurumun kıyafetini giymek zorundasınız. Eğer bir akademide öğretim üyesi veya öğrencisiyseniz, kurumun tüzüğünün belirlediği şekilde giyinmelisiniz.
Kapri ile namaz kıldıran bir hoca, şort ile uygun adım yürüyen bir asker, atlet ile uçak kullanan bir pilot, belden yukarısı çıplak bir taksi şoförü; kulağa komik geliyor değil mi?
Gençliğimde avukat olan amcamı ziyarete baroya gittiğimde, cübbe içinde kravatlı erkek avukatlar ve etek döpiyes veya takım elbiseli bayan avukatlar nasıl ciddi görünürlerdi. İnsan son derece saygın ve ciddi ve hareketlerine çok daha dikkat etmesi gereken bir yerde olduğunu anlıyordu.
Bana açık giymek çok doğru bir hareket gibi gelmiyor.
Biz sıradan bir millet değiliz. Açık giyinmeye kızanların bir kısmı da belki bu yüzden sıcak bakmıyor. Biz tarihimiz boyunca var olma davasını savunmuş ve bunun için mücadelesini vermiş bir milletiz. Kökümüz, giyim kuşam ve dil kültürümüz vardır.
Sıradanlık çok fazla ciddi olmaz.
Bulunduğumuz coğrafyalar dünyanın en güzel, en zengin vatanı! Vatanımıza aşığız. Biz bulunduğumuz büyük sorumluluk dâhilinde, dost ve düşmana ciddi görünmek zorundayız ve kılık kıyafetimizin de ciddi olması gerekir.
Türk milletinin kendisine has asırlardan beri bir giyim kültürü vardır. Açık giyinme bizim ırk olarak öz kültürümüzde yok!
Prof. Dr. İzmirli de samimi duygular içinde biraz genlerimizdeki giyinme tarzımızı ve esastan olarak ta okullarındaki tüzük gereği giyinme tarzını hatırlatmıştır. Akademisyenlerin hukuk gibi ciddi bir bilim dalında, daha vakur, daha ciddi, daha emin ve daha güçlü görünmek için ciddi ve hafif kaçmayan bir kılık kıyafet giymelidir.
ABD, İngiltere ve Avrupa’da birçok ülkede hukuk fakültesinde giyim tarzı oldukça muhafazakârdır. Kendi hukuk adamları giyim tarzlarını bozmamışlardır.
Ülkemizin insanının yüzde seksen beşi de muhafazakâr yapıdadır. Muhafazakârlığı kendi anlamı olan gelenekçilik anlamında kullanıyorum. Diğer taraftan muhafazakârlık kendi anlamında kullanılmazsa, o zaman siyasi bir yorum çıkabilir.
Günümüzde kendisine uymayan görüşü, kılık kıyafeti düzgün istemek bile sizin gibi düşünmeyen insanlar tarafında baskıcı, İslamcı, siyasi bir istek olarak algılanmaktadır.
İnsanları düşüncelerinden dolayı artık daha fazla öteleştirmemek, kendimizden dışlamak doğru değildir.
Doğru olan insanların niyetlerini iyi dinlemek, doğrular üzerinde taraf olmaktır.
Uç çıkışları, itirazları siyasi ve bir kısım aydın geçinen insanlara malzeme olarak haber yapmak, içinde bulunduğumuz kavram kargaşalarını çözmek değil, iyice içinden çıkılmaz bir hale getirir.
Prof. Dr. Yadigâr İzmirli; olumlu bir gelişme için adım atmıştır. Diğer üniversitelerimizin de siyasetten uzak, kılık kıyafetleri tüzük dâhilinde dikkate almaları ve uygulamaları gerekir!
