Eralp, şu bilgilere yer verdi:
"Çok eski zamanlarda bile, stresli sıkıntılı zamanlarda sık dişini dermiş büyüklerimiz. Günümüzde de değişen bir şey yok aslında… Sabretmek gerektiren bütün durumlarda sıkıyoruz dişimizi. Vurgulamak istediğim, hepimiz hayatımızın bir döneminde, farkında olarak ya da olmayarak maalesef dişlerimizi sıkıyoruz. Fakat dişlerini sıkan bireylerin neredeyse %60’ı bunun farkında değil.
Peki ama neden stresimizi dişlerimizden çıkarıyoruz? Tabii ki bu isteyerek yapılan bir davranış değil. Psiklojik bulgulara göre, insan beğenmediği, rahatsız olduğu durumlar karşısında düşündüğü fakat söyleyemediği kelimelerin acısını çenelerini sıkarak azaltıyor. Bunun yanı sıra ağız içi problemler ya da düzensizlikler de diş sıkmaya veya gıcırdatmaya sebep olabiliyor. Fakat en önemli sebep stres olarak biliniyor.
Gündüz farkında olmadan dişlerimizi sıkarken bulabiliriz kendimizi. Bir anda çenelerimizden şakaklarımıza doğru bir ağırlık olduğunu hissederiz. Ve serbest bırakırız kendimizi. Gece ise diş mi sıkıyoruz (clenching) yoksa gıcırdatıyor muyuz (bruksizm), maalesef kişi bunu kendisi teşhis edemez. Diş sıkma ve gıcırdatma rahatsızlıkları birbirinden farklıdır. Diş gıcırdatma, ancak aynı odada uyuyan bir başkası tarafından fark edilebilir ve diş gıcırdatan bireyler genelde bu uyarıdan sonra diş hekimine başvururlar. Diş sıkma belirtileri ise ileri derecede hasar yok ise, ancak bir diş hekiminin ağız içi muayenesi sonucu teşhis edilebilir.
Dişlerimizi sıkmanın ya da gıcırdatmanın belki de psikolojik olarak faydası olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat ağız diş çene sistemine, baş boyun bölgesine verdiği zararlar saymakla bitmiyor. Baş boyun ağrısı, sırt ağrısı, çene eklemlerinde, kulak önünde ağrı ve baş ağrıları diş sıkma veya gıcırdatmanın kişiye verdiği rahatsızlıkların başında geliyor. Migreni tetikleyen en önemli sebeplerden biri olarak biliniyor. İleri vakalarda, diş sıkma veya gıcırdatma aktivitesinin fazla olduğu durumlarda, diş yüzeylerinde ciddi aşınmalar ve diş boylarında kısalmalar görülüyor. Diş boyları kısaldığında, kişi çenelerini daha fazla kapatabilir ve yaşlı bir yüz görünümü olur. Dişlerde oluşan aşınmalar sebebiyle hassasiyet başlar. Diş minelerinde çatlaklar ve kırıklar oluşabilir. Aşırı kuvvet geldiği için diş eti çekilmeleri ve hatta diş ile çene kemiği arasındaki bağların zarar görmesi sonucu dişlerde sallanmalar bile olabilir. Çene ekleminin zarar gördüğü durumlarda ise, çenelerde kilitlenme, ağız açıklığında azalma ve ağzı açarken ağrı olabilir. Bu tarz şikayetler olduğunda genelde ilk olarak, kulak burun boğaz doktorları ziyaret edilir. Bu bölümde yapılan muayene ve tetkikler sonucunda, kulak burun boğaz ile ilgili bir problem olmadığı teşhis edilir ise hasta diş hekimine yönlendirilir. Fakat sizin yukarıda belirttiğim şekilde şikayetleriniz var ise, diş sıkma veya gıcırdatma hastası olduğunuzdan şüpheleniyorsanız mutlaka diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz. Diş sıkma veya gıcırdatma hastası diyorum çünkü bu alışkanlıklar literatürde “clenching&bruxism” olarak adlandırılmıştır ve tedavi edilmeleri gerekmektedir."
"Çok eski zamanlarda bile, stresli sıkıntılı zamanlarda sık dişini dermiş büyüklerimiz. Günümüzde de değişen bir şey yok aslında… Sabretmek gerektiren bütün durumlarda sıkıyoruz dişimizi. Vurgulamak istediğim, hepimiz hayatımızın bir döneminde, farkında olarak ya da olmayarak maalesef dişlerimizi sıkıyoruz. Fakat dişlerini sıkan bireylerin neredeyse %60’ı bunun farkında değil.
Peki ama neden stresimizi dişlerimizden çıkarıyoruz? Tabii ki bu isteyerek yapılan bir davranış değil. Psiklojik bulgulara göre, insan beğenmediği, rahatsız olduğu durumlar karşısında düşündüğü fakat söyleyemediği kelimelerin acısını çenelerini sıkarak azaltıyor. Bunun yanı sıra ağız içi problemler ya da düzensizlikler de diş sıkmaya veya gıcırdatmaya sebep olabiliyor. Fakat en önemli sebep stres olarak biliniyor.
Gündüz farkında olmadan dişlerimizi sıkarken bulabiliriz kendimizi. Bir anda çenelerimizden şakaklarımıza doğru bir ağırlık olduğunu hissederiz. Ve serbest bırakırız kendimizi. Gece ise diş mi sıkıyoruz (clenching) yoksa gıcırdatıyor muyuz (bruksizm), maalesef kişi bunu kendisi teşhis edemez. Diş sıkma ve gıcırdatma rahatsızlıkları birbirinden farklıdır. Diş gıcırdatma, ancak aynı odada uyuyan bir başkası tarafından fark edilebilir ve diş gıcırdatan bireyler genelde bu uyarıdan sonra diş hekimine başvururlar. Diş sıkma belirtileri ise ileri derecede hasar yok ise, ancak bir diş hekiminin ağız içi muayenesi sonucu teşhis edilebilir.
Dişlerimizi sıkmanın ya da gıcırdatmanın belki de psikolojik olarak faydası olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat ağız diş çene sistemine, baş boyun bölgesine verdiği zararlar saymakla bitmiyor. Baş boyun ağrısı, sırt ağrısı, çene eklemlerinde, kulak önünde ağrı ve baş ağrıları diş sıkma veya gıcırdatmanın kişiye verdiği rahatsızlıkların başında geliyor. Migreni tetikleyen en önemli sebeplerden biri olarak biliniyor. İleri vakalarda, diş sıkma veya gıcırdatma aktivitesinin fazla olduğu durumlarda, diş yüzeylerinde ciddi aşınmalar ve diş boylarında kısalmalar görülüyor. Diş boyları kısaldığında, kişi çenelerini daha fazla kapatabilir ve yaşlı bir yüz görünümü olur. Dişlerde oluşan aşınmalar sebebiyle hassasiyet başlar. Diş minelerinde çatlaklar ve kırıklar oluşabilir. Aşırı kuvvet geldiği için diş eti çekilmeleri ve hatta diş ile çene kemiği arasındaki bağların zarar görmesi sonucu dişlerde sallanmalar bile olabilir. Çene ekleminin zarar gördüğü durumlarda ise, çenelerde kilitlenme, ağız açıklığında azalma ve ağzı açarken ağrı olabilir. Bu tarz şikayetler olduğunda genelde ilk olarak, kulak burun boğaz doktorları ziyaret edilir. Bu bölümde yapılan muayene ve tetkikler sonucunda, kulak burun boğaz ile ilgili bir problem olmadığı teşhis edilir ise hasta diş hekimine yönlendirilir. Fakat sizin yukarıda belirttiğim şekilde şikayetleriniz var ise, diş sıkma veya gıcırdatma hastası olduğunuzdan şüpheleniyorsanız mutlaka diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz. Diş sıkma veya gıcırdatma hastası diyorum çünkü bu alışkanlıklar literatürde “clenching&bruxism” olarak adlandırılmıştır ve tedavi edilmeleri gerekmektedir."
Editör
Son Güncelleme: 13.12.2014 11:00