Hürriyet Gazetesi'nin 26 Ekim 2014 tarihli Pazar ekinde dokuz sütuna yerleştirilen ve kızıl güneşe karşı çekilen ‘flamingolar’ fotoğrafı herkes gibi benim de ilgimi çekti.
'Tarladan flamingo fışkırdı!' başlıklı haber için kullanılan fotoğrafı çeken kişiyi tanımak istedim.
Sol üst köşede aynen şöyle yazıyordu:
"Dr. Zafer Kurnuç."
Hiç şaşırmadım, hatta ‘eskimeyen bir dosta rastladığım için’ çok da memnun oldum.
Bunun üzerine fotoğrafı keyifle inceledim ve kaleme alınan yazıyı zevkle okudum.
Flamingolar, İzmir’de ‘yapay kuş cennetinin sağladığı nimet.’
ERZURUM’A DA YAPAY BİR KUŞ CENNETİ İSTİYORUZ
Palandöken Barajından sonra yer altı sularından artık faydalanamıyoruz,
Göç yolu üzerindeki Erzurum’a da Tortum yolu üzerinde Karasu yakınına bir yapay bir kuş cenneti yapamaz mıyız?
Ovada birkaç metreden su çıkıyor. Yapılacak tek şey bir gölet ve ortasına da yapay bir ada. Hepsi bu kadar.
Bu sayede göç eden yüzlerce türden kuşu, gidiş- dönüş yolunda Erzurum’a konuk edeceğiz.
Neyse dönelim biz asıl konuya.
Dr. Zafer Kurnuç, "Pasinler'in Kurnuç köyündenim" derdi.
Şimdi yeri park olan Numune Hastanesinde uzun yıllar hem dahiliyeci hem de başhekim olarak görev yaptı,
Erzurum'un o dönem en renkli simalarından biri olan Dr. Zafer Kurnuç, daha sonraları İzmir'e göç etti.
"PARA KARŞILIĞI İŞ YAPMADIM"
"Adım Zafer Kurnuç. 30 yıldan beri Erzurum Numune Hastanesi'nde iç hastalıkları uzmanı olarak görev yapmaktayım. 1986-1990 arasında aynı hastanede başhekimlik yaptım. Siyasilerin taleplerinden usandığım için de istifa etmiştim. Bir konuda da iddialıyım; meslek hayatım boyunca tek kuruş rüşvet almadım, hiç kimseye para karşılığı iş yapmadım, fakir fukarayı ezmedim, haksız yere ve menfaat karşılığı kimseye rapor vermedim. Adım tek bir yolsuzluk olayına karışmadı."
Hürriyet Gazetesinde, Yalçın Bayer'in 'Serbest Kürsü' köşesinde Dr. Zafer Kurnuç, 'Elveda hastanem' başlıklı yazısına, yukarıdaki sözlerle başlıyordu.
Sonra da çok iddialı biçimde devam ediyordu:
"Beni Erzurum'da hemen herkes tanır, sorun, araştırın. Yukarıda söylediklerimin bir tekinin aksini iddia eden, tek bir kişi de çıksa, birkaç kişilik heyet huzurunda diplomamı yırtacağım ve bir daha hekimlik yapmayacağım."
Bizler uzun meslek yaşamımız boyunca o piyasada neler görmedik ki?
Ameliyat karşılığı kilo işi altın alanları, köylünün öküzünü sattıranları, acilen satamadığı için öküzü getirip hastanenin bahçesindeki ağaca bağlayanları unutmak mümkün mü?
Doğru, dürüst, saygın, güvenilir, dost canlısı Dr. Zafer Kurnuç'un veda yazısı yayınlanalı neredeyse 10 yıl olmuş.
'Gözden ırak olunca insan, gönülden de ırak olurmuş' özdeyişini anımsadım.
KUŞ CENNETİNİN SON İZMİRLİSİ
Dr. Zafer Kurnuç, İzmir'e yerleştikten sonra ‘kuş cenneti'ni keşfediyor ve 100 binin üzerinde fotoğraf çekiyor.
Objektifine cennette takılan ve ‘289'uncu tür Mavi Gerdan Kuşu'nu ilk kez görüntüleyen kişi olarak kayıtlara geçiyor.
Bir taraftan hastalara şifa dağıtan, diğer yandan kuşları görüntüleyerek sergiler açan Dr. Kurnuç, Hürriyet'te yayınlanan bir başka haberinde ise 'kuşların doktor amcası' olarak tanıtılıyor.
"Cennette keşfedilecek daha çok şey var. İnsanı mutlu edecek en güzel ilaç, doğanın güzellikleri" diyen Dr. Kurnuç, fotoğraflarının yayınlandığı internet sitesinde şu görüşleri savunuyor:
- Fotoğrafı ciddiye alan ,uzun yıllardan beri fotoğraf çeken ,fotoğrafla ilgili yayınları muntazaman takip eden bir amatörüm. İzmir'de bir kamu kuruluşunda iç hastalıkları uzmanı olarak görev yapıyorum. Kötü fotoğrafa 'evet', ama sevgi ve dostluk içermeyen fotoğrafa 'hayır.'
ZİLLİ BALIK TUTMAYI ÖĞRETMİŞTİ
Dr. Zafer Kurnuç özel bir insandı.
O dönemler de çektiği güzel fotoğrafları çerçeveletip eşe- dosta hediye ederdi.
Sadece fotoğrafçılık değil, avcılık, balıkçılık onun diğer uğraşları arasındaydı.
Bir keresinde bir Pazar günü bizi balık tutmaya götürmüştü.
Tortum'un yüksek dağlarının üzerindeki bir göle gittik.
Gölün çevresine aynalı sazan yakalamak için oltaları yemleyerek attık.
Sonra misinalara küçük ziller taktık.
Birer çubukla zilli oltaları gölün kenarına sabitledik.
Zafer Kurnuç'un ilginç anıları, fırkaları bu sırada bizleri gülmeye doyurmuştu.
Sohbet güzeldi ama kulağımız zillerdeydi.
Zil çalınca oltaya takılan balığı çekmek için birbirimizle yarıştığımızı unutamıyorum.
BEYİN GÖÇÜ BU OLSA GEREK
Ya öğle vakti o piknikte yaptığı çoban kavurma.
Unutmak mümkün değil, tadı hala damağımda.
Müthiş keyif aldığımız bir gündü.
Bir daha tutmak nasip olmasa da zilli balık avlamayı da Zafer Kurnuç'tan öğrenmiştik.
Kaliteli insan göçüne örnek olan Zafer Kurnuç’la ilgili yazıyı, yaşadığı ve gülerek anlattığı bir olayla noktalayalım:
Ava çıkıyor, Köprüköy ilçesinde bir köye uğruyor.
Muhtarın köpekleri saldırıyor; o da tüfekle korkutmak için ateş açıyor.
Bu gelişmeyle ilgili olarak muhtarın yorumu çok farklıdır:
- Doktor Zafer Bey, 'bizim köpekle münakaşa etti.'
Eşsiz ,saygın,kıymetli,can dostu güzel doktorum, ben hemşireydim numune hastahanesinde,erzurumdan ayrılacağını hiç düşünmezdim çünkü erzurum aşığıydı,her sabah hastalara vizitbyapardık,ger hastanın başında onun şivesiyle fıkralar anlatır,neşeyle bitirirdi viziti,hiç suratı asık gelmezdi servise,hastahaneye,böyle güzel bir insan olamaz, ALlah sağlık versin,hep gül güzel insan,izmirde nerede acaba bilen varmı,görmek isterdim,yıllar oldu,saygılar,