Yanılmıyorsam iki üç hafta öncesiydi, Galatasaray’ın Gençlerbirliği’ni mağlup ettiği maçtan sonra Başkent ekibinin teknik patronu Mehmet Özdilek, namı diğer Şifo Mehmet ilginç bir açıklamada bulunarak, karşılaşmayı siyah ve beyaz olarak değerlendirmişti. Yani takımının ilk yarıdaki başarılı oyunuun aksine ikinci 45 dakikadaki kötü görüntüsünü bu iki kelime ile özetlemişti.
BB Erzurumspor’da Bursa Nilüferspor maçında nefis bir futbol sergilerken, taraftarını büyülemişti. Dün ise Denizli Kızılcabölükspor maçında düş kırıklığı yarattı. Bir haftalık süre futbol açısından Dadaşlar için ters çevrilmişti adeta… Yani Nilüfier maçı ile dünkü Kızılcabölük karşılaşması arasındaki fark siyahla beyaz gibiydi.
Rakiplerinin puan kaybetmesinin vermiş olduğu iştahla maça başlayan Dadaşlar, daha üçüncü dakikada Ferit Erişçi’nin jeneriklik şık golü ile perdeyi açtı. Tribünlerdeki taraftarlar Ferit’le gelen müthiş golün ardından farkın açılacağını ve takımın Kızılcabölük ağlarına gol olup yağacağını düşündü, ama olmadı. Dakikalar ilerledikçe tempo düştü. Kasım ayında alttan ısıtma sistemi nedeniyle yemyeşil olan Kazım Karabekir Stadı’nda sıcak bir hava vardı.Yazdan kalma bir gün yaşıyorduk. Ancak bu fırsattan iyi yararlanan ekip konuk takım Kızılcabölükspor oldu. Sıcakta hem tribünler uyudu. Hemde sahada teknik patron Besim Durmuş’un öğrencileri…
Dedimya, Bursa Nilüferspor maçı ile Kızılcabölük karşılaşması arasında büyük değişim vardı. Dadaşların doksan dakika hiç temposu yoktu. Ferit’in golünün dışında, Mehmet Yeniler’in Mehmet’le verkaçından sonra kaleci ile karşı karşıya kalıp, gol atamadığı pozisyonun dışında, yine aynı futbolcu ile son dakikada karambolda yakalanan pozisyonun dışında Mavi-beyazlıların pozisyonu yoktu. Oysa, fark atacağımızı düşündüğümüz Denizli Kızılcabölükspor’un attıkları golün dışında tam dört tane net pozisyonu vardı ki, bunlardan ikinsinde özellikle kaleci Ahmet Altın’ın yaptığı yüzde yüzlük kurtarışlar karizmamızın çizilmesini önledi.
Futbolunu Tolunay Kafkas’a benzettiğim ve özellikle de Bursa Nülüfer maçında çok beğendiğim Emre Hasan Balcı’nın eski performansından eser yoktu. Doğa İşeri bilmiyorum taktik icabından mı? nedendir, doksan dakika boyunca sol kanatta üretken değildi. Doğru düzgün ileri çıkamadı, ortalar yapamadı. İlk yarıda iyi görüntü vere Cebrail’den de ikinci yarı eser yoktu. Ferit attığı enfes golün dışında eski üretkinliğinde değildi. Erhan Çelenk’in de geçen maçlardaki oyun ritmini bu müsabakaya taşıyamaması ve verimli olamaması Dadaşların pozisyon üretmesinde kısırlık çekmesinin en büyük nedenlerindendi. Bilemiyorum her halde teknik patron Besim Durmuş, sakatlandığı için Hüsnü Zeybekoğlu’nu oyundan almış olabilir. Çünkü Hüsnü’nün oyundan çıkması ile birlikte Dadaşlar orta saha üstünlüğünü de konuk takıma kaptırdı. Maça stoper mevkiinde başlayan Kızılcabölük’ün Süper Lig patentli yıldızı Fatih Yiğen, kafasına göre takıldı. Oyunu istediği gibi yönlendirirken, saha içinde arkadaşlarını da bir orkestra şefi yönetti. Bir kere tecrübenin vermiş olduğu güvenle Fatih Yiğen ayağına gelen her topu olumlu kullandı, diyebilirim. Sarı-kırmızıların kaptanı hatasız oynadı. Kötü gününde yakalanan BB Erzurumspor’da kaptan Mehmet’te orta sahadan yeteri kadar destek alamadığı için etkiz kaldı. Bırakın gol atmayı, ceza sahasına bile bir elin parmaklarının sayısı kadar giremedi. Eeee, böyle olunca da konuk takım cesaretlendi ve son dakikalarda da Atakan’ın golü 1-1’i yakalayarak, Denizli’ye puanla döndü. Ne diyelim, bunda da bir hayır vardır, İnşallah, bu beraberliklikten, Düzyurt maçı öncesinde Teknik Patron Besim Durmuş ve talebeleri bir ders çıkartır. Bu beraberliği “Bir musibet bin nasihatten iyidir “ mantığı ile yorumluyorum. Futbol sever olarak bir haftalık süreçte Kazım Karabekir Stadı’nda siyahla-beyaz gibi bir süreç yaşadık.
Sözlerimi, moral bozmak yok, ‘Yola devam arkadaşlar’ diyerek bitiriyorum.