Şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun üzerinden tam 104 yıl geçtiğini belirten Bingöl, şunları ifade etti:

“Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında düşman işgaline uğramıştı. Bu sürede büyük acılar yaşayan halkımız, açlık, yokluk, ölümle imtihan olmuştu. Ermeni Çeteleri, masum insanlarımızı katletmişti. İşte böylesine zorlu bir zaman diliminde vatan sevdalısı insanımız verdiği mücadeleyle şehrimizi 12 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtardı. Kurtuluş mücadelesi, dadaşa yakışan bir şecaat ve zaferle noktalandı. Her yeri yakıp yıkan düşman, şehrimize büyük zararlar verdi. 11 Mart’ı 12 Mart’a bağlayan gece şehir merkezinde resmi rakamlara göre 9 bin 500’den fazla insanımız şehit edilmişti. 80 bin nüfuslu şehirde 8 bin civarında insan kalmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yol, 12 Mart 1918’de düşman işgalinden kurtarılan Erzurum’dan başlamış ve Cumhuriyeti kuran şehir olarak tarihe geçmiştir. Burada gösterilen örnek mücadele, ülke sathına yayılmıştır. Aynı zamanda, ne güzel tarihi bir tevafuktur ki Erzurum’un kurtuluş tarihiyle İstiklal Marşımızın kabul tarihi aynı güne denk gelmiştir. İstiklal Marşımızın kabulü vesilesiyle ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.’ diyen milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyorum. Aradan geçen 104 seneye rağmen yaşanan acılar, verilen zafer mücadelesi hafızalarımızdan hiç silinmedi. Şimdi, geçmişte yaşanan bu acılardan ders çıkararak geleceğe yürüyoruz. Doğu Roma’dan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan, doğu ile batının kilit noktası olarak adlandırılan Erzurum gerek ekonomik gerek sosyal hayat bakımından istenilen düzeyde değildir. Ülkemiz, ciddi anlamda siyasi, sosyal ve ekonomik bir krizin içerisindedir. Yanı başımızda baş gösteren Rusya-Ukrayna Savaşının da kısa ve uzun vadede ülkemize etkileri olacaktır. Bir daha o günleri yaşamamak için herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Erzurum’un kurtuluşu Kazım Karabekir Paşa, Deli Halid Paşa, Dadaş Rüşdi Paşa demektir. Bu insanlarımız başta olmak üzere vatan uğruna şehit düşen tüm ecdadımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Hemşerilerimizin kurtuluş gününü en içten dileklerimle kutluyorum. Allah bizlere bir daha böylesi kötü günler yaşatmasın.”

İSTİKLAL MARŞI, BİZİM NASIL TÜRK MİLLETİ OLDUĞUMUZUN EN BÜYÜK ŞAHİDİDİR

DEVA Partisi Erzurum İl Başkanı Vahit Bingöl, İstiklâl Marşı’nın kabul edilişinin 101. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Mehmet Akif Ersoy’u rahmet, minnet ve şükranla anan Bingöl, İstiklâl Harbi’nde ortaya konan milli ruhun İstiklal Marşı’nda muhteşem bir şekilde anlatıldığını söyledi.

Akif’in Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk’a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirdiğini anlatan Bingöl, şunları ifade etti:

“İstiklal Marşımızda anlatılanların tamamı, sahada düşman kuvvetlerine gösterilmiştir. İstiklal Marşı, bizim nasıl Türk Milleti olduğumuzun en büyük şahididir. Milli Şairimizin ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ şeklindeki duası ise her daim tekrar edilmesi gereken bir duadır. Ayrıca ‘milletin başarılarının para ile övülemeyeceğini’ gösteren Akif, günümüzün materyalist dünya anlayışına büyük bir ders vermiştir. Hayatını göğsünde iman ve vatan aşkıyla yaşadı. Millî Mücadeleye destek için Anadolu’da aydınlanma meşalesini yaktı. O dönem camilerde verdiği vaazlarla Kurtuluş Savaşı’na büyük hizmetleri oldu. Vatanı, bayrağı için çalışarak gönüllere taht kuran Mehmet Âkif Ersoy’u ne kadar anlatsak azdır. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, büyük bir vatansever, vatanı, milleti, bayrağı, ezanı, Allah ve Peygamber yolunda gitmesiyle büyük bir ahlak abidesidir. İstiklal Marşı’nı, ‘Artık o benim değildir, milletime aittir’ diyerek Safahat’a koymamıştır. Safahat’ın iyi okunması, iyi anlaşılması için okullarda ders kitabı olarak okutulmasını istiyoruz. Çünkü Akif’in duygusunu, düşüncesini gelecek nesillerimize çok iyi anlatmamız şarttır. Toplumun gerçekten buna çok ihtiyacı var. Bu vesileyle başta Mehmet Âkif Ersoy olmak üzere geçmişten günümüze bu vatan uğruna canlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.”