AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Parti olarak normal zamanlarda yürüttükleri faaliyetleri seçim zamanı yürüttükleri faaliyetler gibi hassasiyetle gerçekleştirdiklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Seçim zamanı geldiğinde de bu faaliyetler kendi mantığı içerisinde çok olağanüstü bir durum yaratılmadan aynı şekilde devam ediyor ve gerekli neticeler alınıyor. Önemli olan vatandaşın sesine kulak vermektir, toplumsal taleplere duyarlı olmaktır. Bu çerçevede de geniş bir değerlendirme yapılmıştır. Çeşitli birim başkanlarımız bu konulardaki görüşlerini sunmuşlardır. Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın talimatları alınmıştır."
"CUMHUR İTTİFAKI'NIN İLKELERİNE BAĞLILIĞIMIZ SÜRMEKTEDİR"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yerel seçimlere yönelik ittifak açıklamalarını hatırlatarak, bu çerçevede alınan bir karar olup olmadığını ve bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli'nin bir araya gelip gelmeyeceklerine yönelik sorusu üzerine, Cumhur İttifakı'nın ilkelerine bağlılıklarını sürdürdüklerini kaydetti.
Vatandaştan da olumlu tepkiler aldıklarını dile getiren Çelik, "Cumhur İttifakı geçen dönemde son derece önemli Türk siyasetine kazanımlar getirmiştir, bundan sonrasında da aynı kazanımları devam ettireceğine bir kuşkumuz yoktur. Dolayısıyla Cumhur İttifakı'nın ilkelerine bağlılığımız sürmektedir." dedi.
Çelik, olası Erdoğan ve Bahçeli görüşmesine ilişkin de "Sayın Bahçeli ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasındaki görüşmeler son derece verimli ve kendi dinamiği içerisinde süren görüşmelerdir. Dolayısıyla Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin takvimine göre bu görüşmeler zaten sürmektedir. Bugünlerde yeni bir görüşme olur mu? Her an olabilir, bu mümkündür. İstişare için bir araya gelinebilir. Bununla ilgili kendi takvimlerine göre, liderlerin takvimine göre karar verilmektedir. Şu anda verilmiş somut bir karar yok." diye konuştu.
Cumhur İttifakı'na verdikleri değerin ve bağlılıklarının sürdüğüne dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Ama bu yerel seçimlerde önümüzdeki günlerde nasıl bir mekanizmaya dönüşecektir ile ilgili verilmiş bir karar yoktur, daha çok kamuoyuna yansıyanlar birer fikir jimnastiği düzeyindedir, resmi görüşümüz bu çerçevededir."
MHP'NİN AF TEKLİFİ
MHP'nin af teklifini de değerlendiren Çelik, "Bu somut af tartışmalarıyla ilgili daha önce açıkladığımın dışında yeni bir değerlendirmemiz yok. Dolayısıyla daha önce açıkladığımız siyasi görüşümüzü, pozisyonumuzu ve değerlendirmemizi aynen koruduğumuzu söyleyebilirim. Bugün de gündemimize almadık bu konuyu." dedi.
"DİPLOMASİ TARİHİNİN EN İLGİNÇ ZİRVELERİNDEN BİRİ OLDU"
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, "Suriye sorunu" için gerçekleştirdikleri üçlü zirveyi ise "diplomasi tarihinin en ilginç zirvelerinden biri" olarak nitelendirdi.
Zirvenin başından beri canlı yayınlandığını anımsatan Çelik, bu durumun ülkelerin hangi pozisyonda bulunduğunun görülmesini sağladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bütün dünya şunu gördü; baştan beri Suriye politikasını eleştirenler, Türkiye'nin Suriye'de hangi gruplarla iş birliği yaptığı konusunda spekülasyon içerisinde olanlar, kara propaganda peşinde olanlar masada en net bir şekilde insani hassasiyetten yana tavır ortaya koyan, insani hassasiyet çerçevesinde ateşkes önerisi de getiren Cumhurbaşkanımız, Türkiye olmuştur. Başından beri de bu meseleye böyle bakılmıştır."
Çelik, insani hassasiyetin korunması ve meşru muhalefet ile teröristlerin birbirine kasten karıştırılmaması için mücadele verdiklerini belirterek, "Türkiye gerek diplomatik gerek diğer kanallardan istişarelerini sürdürüyor. İran ve Rusya ile bu istişareler sürdüğü gibi aynı şekilde Cenevre Süreci, Astana Süreci arasında köprü olma işlevini sürdürüyor." dedi.
"MİLLETVEKİLİ İRADESİ DEVRE MÜLK DEĞİL"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye yönelik suçlamalarına ilişkin soru üzerine Çelik, CHP'nin İl Başkanları toplantısının "ibretlik" olduğunu vurgulayarak, "Modern Türk siyasetinde bu kadar vahim cümlelerin bir araya getirildiği bir değerlendirme bir kere daha zor bulunur diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:
"Yüz tane cümle kuruyorlarsa, bunlardan 3-5 tanesi FETÖ'yü eleştiren cümlelerdir, özellikle Sayın Kılıçdaroğlu'nun cümleleri. Geri kalanın hepsi hükümete yönelik eleştirilerdir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından etkili ve güçlü bir şekilde FETÖ ile nasıl mücadele edileceğine dair daha şimdiye kadar hiç kimse bir şey duymamıştır. Eğer birisi 15 Temmuz'a 'darbe girişimi' derken, 20 Temmuz'a 'darbe' diyorsa, Fetullahçı Terör Örgütü ile meşru hükümeti aynı düzlemde algılıyor demektir. Biz bu yaklaşıma 'Yassıada zihniyeti' diyoruz. Yassıada zihniyeti de aynı şekilde darbe mantığını meşru hükümetin varlığından daha üstün gören bir zihniyettir. Yassıada zihniyeti aynen devam etmektedir. Siz olağanüstü hali, başka uygulamaları eleştirebilirsiniz ama FETÖ'nün yaptığına 'darbe girişimi' derken, hükümetin meşru mekanizmalarına başvurduğu ve FETÖ'ye karşı kullandığı bir tedbiri 'darbe girişimi' diye algılıyorsanız, darbeyi rasyonelize ediyorsunuz demektir. Aynı 60 ihtilalinden sonra CHP külliyatının omurgasını oluşturan mantığı devam ettiriyorsunuz demektir. Veyahut da darbeye mazeret ve meşruiyet arıyorsunuz demektir."
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, "(Dolar baronları) diye bir şeyden bahsediyor. Daha sonra da 'Dava açın' diyor, Cumhurbaşkanımıza hitaben birtakım çirkin ifadeler kullanarak. 'Dava açın, ben bunu ispat edeceğim' diyor. Peki dava açacağız. İspat et bakalım, göreceğiz. Daha önce biliyorsunuz bu tip konularda dava açtık ve sürekli olarak davaları kaybetti. Enteresan olarak bir şey söylüyor; 'Açtığım bütün davaları kazandım' diyor. Kazandığı herhangi bir davası yok." şeklinde eleştirdi.
Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarında devamlı "Türkiye'ye demokrasi getirmek"ten bahsettiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"15 milletvekilini bir yerden bir yere göndermeyi demokrasiye verdiği önem olarak görüyor. Milletvekili iradesi devre mülk değildir. Milletin oyuyla seçilmiştir. '15 tanesini gözü yaşlı bir şekilde gönderdim. Sonra tekrar bir talimatla geri çağırdım.' Bu böyle 15 günlük devre mülk uygulamasına benzemez. Bu, siyasette olmaz. Kullandığı kavramlara hakim olması lazım. Diktatörün özelliği olarak 6 madde sayıyor. O altı maddeyi en somut bir şekilde göreceğimiz dönemin kendisinin yönetim dönemi olduğunu söylemek isterim. Daha da vahimi şudur; cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra değerlendirme yapacak. Kendi cumhurbaşkanı adayını toplantıya çağırmıyor. Parti içinde imza toplanıyor, bu iradeyi yok sayıyor. Bütün bunlar ortadayken parti içindeki demokrasi mantığı ortadan kaldırılmışken tamamen başka bir mantıkla, vesayet mantığıyla bu iş yürütülürken, gelip de bize demokrasiden bahsedecek bir hakkı, bir müktesebatı olduğunu düşünmüyoruz.
"KEPENK KAPATMA EYLEMİNİ DOĞRU BULMUYORUZ"
İstanbul'da bazı AVM'lerde mağazaların kiralarının dolarla ödenmesi sebebiyle esnafın kepenk kapatma eylemi gerçekleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Çelik, Türkiye'nin dolarizasyona karşı aldığı tedbirler çerçevesinde söz konusu mağaza sahiplerinin de bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Çelik, esnafın esasen doğru ama usul açısından yanlış tavır uyguladığını belirterek, şunları aktardı:
"Kepenk kapatma eylemini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Son derece yanlış bulduğumuzu ifade ediyoruz. Türkiye'de piyasanın rasyonel bir şekilde çalışması, piyasa zincirinin düzgün bir şekilde işlemesi en büyük gücümüzdür, en büyük kuvvetimizdir. Kepenk kapatma da son derece yanlış bir eylemdir. Dolayısıyla bir yandan AVM'lerin dolarla verdikleri kiralar konusunda adım atmaları gerekir. İkincisi de bu kepenk kapatma eylemlerine rastlanılmaması gerekir. Bununla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. İyi niyetli telkinlerde bulunuyoruz. Ama tabii hukuken alınabilecek tedbirler de var. O tedbirleri de almaya hazırız. Hiç kimse Türkiye'de kepenk kapatma, piyasayı belli açıdan bloke etme gibi bir tavra girmesin.
"YUNANİSTAN'I SAYGIYA VE TANIMAYA DAVET EDİYORUM"
Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Başkanlığı tarafından müftülere yönelik hazırlanan kararname taslağını da değerlendiren Çelik, Yunanistan'ın eskiden beri seçilen müftülerin hakkını tanımama gibi bir tutum içerisinde bulunduğuna dikkati çekti.
Çelik, Yunanistan makamlarını müftülerin hukuki haklarına saygı duymaya davet ederek, şunları kaydetti:
"Lozan Antlaşması'na, uluslararası sözleşmelere aykırı. Modern dünyanın geldiği bu çerçevede Batı Trakya'daki soydaşlarımızın, Müslüman kardeşlerimizin haklarını, hukuklarını hiçe sayan bir düzenlemedir. Yunan makamlarının bundan vazgeçmesini bekliyoruz."
Editör